YABANCI, Serhat:

Bir gün kıymetim bilinir diye, bir gün emeklerim fark edilir diye kendini paralamayı, sırf bir gün değer görme için kendini feda etmeyi bırak! Bir kere yaptığını görmeyen bin kere yaptığını görevin zanneder.

Yeni bir şans, ancak yeni bir farkındalık oluşmuşsa işe yarar. Bakış açısı, sorunun tanımı, hatalar, özeleştiriler oluşmamışsa yeni bir şans patinajdan ibarettir.

YAĞMUR, Mahmut:

Aydın, tutsaklığın her türlüsünden iğrenir. İnsan onurunun özgürlük içerisinde gelişeceğine inanır. Yurt sorunlarına eğilir, mutluluk için yiğitçe savaşır. Erdemli ve özgür düşünceyi savunur, asla klişeci değildir. Eylemleri uslarının ürünüdür ve düşünceyi kutsal bir ibadet sayarlar. Hak bildikleri yoldan ayrılmazlar, kimsenin oy ve düşünce namusuna el uzatmazlar. Öz çabaları ile engelleri aşmak isterken, bir çıkar beklemezler.

YAHUDİ Atasözleri

Ayrılmış düşman yarı yarıya yenilmiştir.

Sabahları bir saat vakit kaybedersen, o saati gün boyu ararsın!

YALÇIN, Hasan:

Dönek, kendini önemsizleştirmiş adam demektir. Dönmek, beynin ve vicdanın satılmasıdır. Tamamen ve toptan, bir evin içindeki eşyalarla birlikte satılması gibi... Dönmek, kişiliğin kırılmasıdır. Hangisi daha aşağılayıcı ve acımasızdır acaba, yüzün ameliyatla değiştirilmesi mi yoksa ruhun teslim alınıp dönekleştirilmesi mi? İtirafçı, boyun eğmek zorunda kaldığını öne sürebilir. Dönek ise bıçağın altına gönüllü yatmış adamdır!.

Hep aynı şekilde geçen günler, yan yana dizilmiş konserve kutularına benzer. Bir tanesini yaşadığınızda, hepsini yaşamış olursunuz. Yeniden bir kutu açıp, aynı konserveyi bir kere, bir kere daha yemek tabii sıkıcıdır. Cezaevinden çıkınca insan, günleri tek tek anımsayamaz, tek bir gün kalmıştır belleğinde. Ama işte o aynı tek bir gün, yıllarca sürmüştür. Cezaevini zorlaştıran zamanın tek düze akışıdır.

YALÇIN, Orhan

Başlangıçların muhatabı "nokta" olmayan bir nokta dahi gösteremezsiniz.

Bütünlerin parçalardan oluşabilmesi için gereken en küçük birim dahi noktadır.

Evrende özel olarak seçilmiş dünya da bir noktadır.

Evreni bir daire düşününce hayat bu dairenin tam da orta noktasıdır.

Gerçeği ifade eden bitmiş bir cümle yoktur.

Her defasında farklı bir sahne seyrettiren yazarın kalem ucu da bir noktadır.

İlk oluştuğundan beri dünya, bu alemde cilveler saçan bir noktadır.

Mükemmellik ve sonsuzluk olgusu evrene ihtiyacımız olduğunu biliyor...

Noktasız hayat düşünemeyiz. Bu noktadan da hayatı düşünmeliyiz.

Noktayı bir son kabul etmek, güneşi yok saymak gibidir.

Noktayla yaşantıyı anlayan, sonsuz anlamlar denizinde yüzen her şeyden anlayabilir.

Sonsuzluktan sonluluğa geçişte bütün güzellikler, incelikler, gizlilikler halledilmiştir.

Sonsuzu gösteren varsın noktayla tanışık olsun.

Uzaylıların iyi niyetli olmadıklarını söylemek, onları tanımakla mümkün olur.

Yanlış yoldaki çıkışlar da iniştir.

YALÇIN, Semih (MHP Genel Başkan Yardımcısı):

Kemalizm diye bir ideoloji bulunmadığı gibi, Atatürk milliyetçiliği diye bir milliyetçilik de yoktur. Kemalizm, Türklük realitesini görmezden gelen Batılı düşünürlerin uydurmasıdır.

YALÇIN, Soner:

İktidarlar-hükümetler gelip geçicidir, aslolan Türkiye'dir. Yenilgicilik bize yakışmaz!

Tarihi bilmek, kavramak için olaylara iktisat perspektifinden bakmak gerekir.

YALÇINKAYA, Fahamet:

Asırlar boyunca her alandaki sanatçılara esin kaynağı olmuş ve itici güç oluşturmuş ulvi ve romantik aşktan korkmamak gerekir.

Her insan kendine özgü bir kişiliktir. O'na kendi özünü bulmasında yardımcı olabiliriz. Fakat O'nu istediğimiz gibi planlayamayız.

YALÇINTAŞ, Murat:

Eğer ekonomik olarak ilerlemeyi düşünüyorsak, bunu mutlaka kültürel ve sanatsal açıdan da desteklemek zorundayız.

YALINIZ, Celal:

Bu ülkede ilgililer bilgisiz, bilgililer de ilgisizdir.

YALMAN, Ahmet Emin:

"Mesleğinde muvaffak oluyorsun. Şimdi beni iyi dinle. Başvekil Adnan Bey ile bir görüşme yapacaksın. O görüşme valilik binasında olacak. Randevun alındı. Başvekil ile görüşürken, sorularını sorarken, çekinmeyeceksin. Neler soracağını sana bırakıyorum. Başvekile karşı saygılı olacaksın, ama ezilip bükülmeyeceksin. Çünkü eşitsiniz. Tabiidir ki siyasetçi seçimle gelir, seçimle gider. Öyle olması icap eder. Evet onlar seçimle değişirler, ama gazeteciler hep vardır." (Ahmet Emin Yalman'ın gazeteci Tayfun Sorgun'a verdiği öğütlerinden)

"Sıkıyönetimde sana haber kaynağını soracaklardır. Sana haberi veren, sana güvenmiştir. Eğer sen haber kaynağının adını verirsen meslek namusun lekelenir. Bir bakıma meslek hayatın bitmiş olur." (Ahmet Emin Yalman'ın gazeteci Tayfun Sorgun'a verdiği öğütlerinden)

YALOM, Irvin:

Bir şeyin kıymetini ancak onun değerini bilen anlar ve o, değerini bilenin yanında önemlidir.

Daha az acı istiyorsanız gidin sürünün bir parçası olun!

YAMANİ, Zeki

Taş devri taş bittiği için bitmemiştir; petrol çağı da dünyada petrolün bitmesinden çok daha önce bitecektir.

YANG, Chen Hai

Hiç aklından çıkarma genç adam; öğretmenler kapıyı açar, içeriye kendin girersin!

YARCAN, Fredi:

Alçakgönüllülük uysal ve itaatkar olma hali ve niteliğidir.

Alçakgönüllülük kendinden nefrettir. Kendi kendini fedanın en son halidir.

YAŞAR, Selçuk:

Aşırılık, suistimal, öfke, zevk-i sefa hayatı daha da kısaltır.

Bir sanayi tesisi kurmanın zevki hiçbir şeye benzemez. Ne dükkan açmada, ne arazi, ev, köşk satın almada o heyecanı bulamazsınız. Dünyada üretim kadar zevkli iş yoktur.

İnsanın bir felsefesi olması lazım. Koyun gibi yaşamak marifet değildir. Ne iş yapıyorsan bir ilke, bir hedef seçmeye mecbursun. Yoksa boşa yaşamış olursun!

Türkiye bir tarım ülkesidir ve bu yüzden sanayi tarıma dayalı olmalıdır. Oysa tarıma dayalı sanayi çok düşük seviyededir.

YAVUZ Sultan Selim:

1514 yılında "Doğu Seferi"ne çıkan Yavuz Sultan Selim atının üzengisini onaran bir askere önce bir kese altın verir, sonra da adamı idam ettirir. Sebebini soranlara şöyle der: "Askerin arasına zanaatkar karışmış, bu anlayış Osmanlı'ya kaybettirir."

Bu dünya iki padişaha yetecek kadar büyük değildir.

Cesaret insanı zafere, kararsızlık tehlikeye, korkaklık ise ölüme götürür.

Devletleri yıkan tüm hataların altında, nice gururun gafleti yatar.

Kılıcımız parladıkça düşmanın gözü ondan ayrılıp bizi göremez. Ama, Allah esirgesin, bir gün paslanır da ışıltısını yitirirse düşman bizi görmek değil, bir de tepeden bakar.

Şahım sen herkesi sadık yar sanma.
Sen herkesi dost mu sandın? Belki o, düşman olur.
Sadık ol, belki o alemde komutan olur.
Yar olur, düşman olur, komutan olur, sevgili olur. (Şah İsmail'e...)

YAVUZ, Kudret Eren:

Bir anne kendini tükettikçe çocuklarını var edemez! Bir annenin kendi ruh ve beden sağlığıyla ilgilenmesi, çocukları için sağlıklı bir fedakarlıktır.

YEATS, William Butler:

Her gidiş bir ayrılık değildir. Çünkü bazen ne kadar uzağa gidersen git, yüreğin hep bıraktığın yerdedir.

YEĞİNSU, Vedat:

Çağın gerçeklerini kavramalı ve insanlığın çözüm bekleyen çağdaş sorunları ile yakından ilgilenmeliyiz.

YENİÇERİ, Özcan:

Türkiye, bilimin nakile, İslam'ın şekile, tesettürün de kahküle indirgendiği bir ülkedir.

YEW, Lee Kuan:

Eğer hırsızlar yollarda güvenle yürüyorlarsa bunun iki nedeni vardır: Ya rejim büyük hırsızdır ya da halk aşırı aptaldır.

YILDIRIM Bayezid:

Yenileceğinden korkan, daima yenilir.

YILDIRIM, Abdurrahman

Kendinizi düşününüz. Vermeden önce kazanınız. Başkalarını aydınlatmadan önce kendinizi aydınlatınız. Toplumdaki yeriniz, dereceniz ne olursa olsun, herşeyden önce iyi bir insan olunuz. Kin dolu kırıcı sözlerle kimseye saldırmayınız. Yetkinleşmemiş bir düşünce yapısıyla, olumlu ya da olumsuz toplumsal tartışmalara girmeyiniz. Bu tür tartışmalar kendini beğenmekten, kısacası bilgisizlikten doğar ve bilgisizlikle bağnazlığın arası sadece bir adımdır. Hoşgörü kendi işlerinizin, dostlarınızın, eşinizin, çocuklarınızın iyiliğine ve yararına sizi olgunlaştırır, sevdirir. Kişisel mutluluğunuzu size sevgi duyanların mutluluğu ile birlikte, toplumun yararına birleştiriniz.

YILDIRIM, Oktay:

Bilerek ve isteyerek, kendi ulusunun ve devletinin menfaatlerine karşı planlar yapan ya da bu planların oyuncağı olarak eylemler yapan ya da bütün bunlara destek veren ya da hoş görüp sevinen ya da sadece seyreden herkes haindir.

Ey sessiz adam! Bir ses çıkarmak, bir parça insanlık göstermek için hala sorumluluk duymuyorsan söyle, ne kadar kirası yarım saatlik insanlığın...

Yalancılar belki bir gün düzeltilir, hırsızlar belki bir gün unutulur, katiller belki bir gün affedilir; ama hainler ne düzeltilir, ne unutulur ne de affedilir! Çünkü hain, bir kişiye değil, bütün bir ulusa düşmanlık etmiştir.

YILDIRIM, Ömer:

Tartışma yürüttüğünüz karşıt görüşlerden insanların cehaletlerini fark etmek ne büyük bir keyif; çok nadir bulunur.

YILDIZ, Merih:

Hepimize yetecek aydınlık bir dünya yaratmak ellerimizde. Emperyalist güçlerin böl, parçala, yönet oyunlarını bozmak, dünyaya ve bütün canlılara sahip çıkmak ellerimizde. Nerede ve nasıl olursak olalım, bu sorumluluk hepimizin ve hiçbirimiz için geç değil, dünyayı yeşertmek ve sevgiyle beslemek istiyorsak...

YILDIZ, Nurettin (Din Adamı):

Altı yaşında kız çocuğu ile evlenilebilir.

Bir erkeğin kadın spiker izlemesi caiz değildir.

Bir kadın çalışmayı tercih ederek fuhuşa hazırlık yapmış olur.

YILDIZHAN, Reyhan:

Duvar saati ile geveze bir kadın arasındaki fark, duvar saatinin hiç olmazsa arada bir durmasıdır.

Gençken "deli" gibi sevilir. Yaşlıyken sevince "deli" denir!

YILMAZ, Cem:

Hırsızlık yapmayın! Çünkü hükümet rekabetten hoşlanmaz.

YILMAZ, Mehmet Yakup:

Bir ilişkideki kesintisizlik, sonunda daha keskin bir kesintiyle sonuçlanabilir.

YILMAZ, Nedret

Bir ulusun çağdaş ülkeler düzeyine erişebilmesi; eğitim ve öğretimin kaliteli ve bilimsel yöntemlerle yürütülmesi ile ancak mümkün olabilir.

YILMAZ, Olcay:

Okumayı sevmek, yazarı sevmekle başlar.

YONG, A.:

Kültür, insanın tabiatı ve kendisini idare etme yolu ile bizzat meydana getirdiği eserlerdir.

YOUNG, Brigham:

Bir erkeği eğitirseniz "eğitimli bir insan" kazanırsınız; oysa bir kadını eğittiğinizde, bütünüyle bir kuşağı eğitmiş olursunuz.

İnsanlar aptal olarak yaşayabilirler; ama aptal olarak ölemezler.

YOUNGMAN, Henny:

Bazı kişiler uzun evliliğimizin sırlarını sorarlar. Biz haftada iki kez restorana gideriz. Biraz mum ışığı, akşam yemeği, hafif müzik ve dans... O salı günleri gider, ben cuma.

Evlenmeden önce ne yaptım, biliyor musunuz? İstediğim her şeyi...

YOUROFSKY, Gary:

Bir başkasının özgürce yaşama hakkını yok saydığınızda; kendi adil, eşit ve özgürce yaşama hakkınızı da kaybettiğinize inanıyorum.

YÖRÜK Ali Efe

Güce boyun eğene karşı temkinli olmak gerekir.

YÖRÜKOĞLU, Atalay

Ben çocuklarla oyun oynar, ailelerini tedavi ederim.

Koşmayan tay at olmaz, oynamayan çocuk adam olmaz.

YUGOSLAV Atasözleri;

Bir şekilde doğar, fakat binbir şekilde ölürüz.

Geçmiş en belirsiz dönemdir, çünkü her gün yeniden yazılır.

YUKNAVITCH, Lidia:

Dünyadaki zulüm ve çarpıklıklara karşı düşünce özgürlüğünün var olmayı sürdürebilmesi için yazıyorum.

Kapitalizm karşısında direnen sanata her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var.

YUNAN Atasözleri:

Arkadaşımı seviyorum, ama gerçeği daha çok seviyorum.

Hak yenir, ama hazmedilmez.

YUNUS Emre:

Az söz erin yüküdür, çok söz hayvan yüküdür.

Beni bende demen, bende değilim
Bir ben vardır bende, benden içeri.

Benlik davasını bırak
Muhabbetten olma ırak
Sevgi ile dolsun yürek
Hoşgörülü olmaya bak.

Bilmeyen ne bilsin bizi, bilenlere selam olsun...

Bir avuç toprak,
Biraz da suyum ben...
Neyimle övüneyim,
İşte buyum ben...

Bir kez gönül yıktın ise,
Bu kıldığın namaz değil.
Yetmişiki millet dahi
Elin yüzün yumaz değil.

Bölüşerek tok oluruz, bölünerek yok oluruz.

Cümleler doğrudur sen doğru isen,
Doğruluk bulunmaz sen eğri isen...

Din-ü millet sorarısan aşıklara din ne hacet,
Aşık kişi harab olur, harab bilmez din-diyanet.

Dost isteyen gelsin bana,
Göstereyim dostu O'na,
Budur sözüm önden sona,
Ben bilirim kendi özümü...

Emeksiz zengin olanın, kitapsız bilgin olanın, sermayesi din olanın rehberi "şeytan" olmuştur.

Ete kemiğe büründüm, Yunus diye göründüm.

İlim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir.
Sen kendini bilmezsen, bu nice okumaktır.

Kıl gibi köprü gerersin geç deyü
Gel seni sen tuzağımdan seç deyü
Ya düşer, ya dayanır, yahut uçar
Kıl gibi köprüden Adem mi geçer...

Oruç, namaz, gusül, hacc hicabdur aşıklara
Aşık ondan münezzeh Hassu'l-Havas içinde.

Sen doğru yol da ol da varsın sanan eğri sansın,
Sen kendini bildiğin sürece doğru insansın!

Ten fanidir, can ölmez, çün gider geri gelmez
Ölür ise ten ölür, canlar ölesi değil...

YURDAKUL, Cevat:

Cehalet içinde bulunan insan veya millet hiçbir zaman muvaffak olamaz.

YURDAKUL, Mehmet Emin:

Ben bir Türk'üm; dinim, cinsim uludur! (1897)

YUSUFZAİ, Malala:

Bir çocuk, bir öğretmen, bir kitap ve bir kalem dünyayı değiştirebilir.

Biz, sesimizin önemini susturulduğumuzda anladık!

Eğitim kadın için güç demektir. Bu yüzden İslamcı teröristler eğitimden korkuyorlar ve kadınların eğitim almasını istemiyorlar. Çünkü biliyorlar ki eğitim aldıklarında kadınlar daha güçlü olacaklar...

Elimizden alınmadan o şeyin kıymetini bilmeyiz. Pakistan'da okula gitmemiz engellendiğinde eğitimin gerçek önemini kavradım.

YUTANG, Lin:

Polisin çok olduğu yerde özgürlük, askerin çok olduğu yerde barış, hukukçunun çok olduğu yerde ise adalet yoktur.

YÜCEL, Can:

Aileniz her zaman yanınızda olamaz; akrabanız olmayan insanlardan da ilgi, sevgi ve güven öğrenebilirsiniz. Aile her zaman biyolojik değildir.

Aşk kelimesi ne kadar çok kullanılırsa anlam yükü o kadar azalır.

Başkalarını affetmek yetmiyor; bazen insanın kendisini affedebilmesi gerekiyor.

Ben aptallığa, haksızlığa kızıyorum. İnsanın iki boyutu var bence: Bir olan insan, bir de olabilecek insan... İnsanın olabileceği boyuta engel olan ne kadar unsur varsa ben buna öfke duyuyorum.

Biliyorum, biliyorum. İçerisi de bombok, dışarısı da bombok. Ama hiç olmazsa içeride, içeriye düşme korkusu yok.

Bir eşi olmalı insanın
Rüzgar O'nun kokusunu getirmeli,
Yağmur O'nun sesini.
Akşam... O'nu görecek diye pırpır etmeli yüreği,
Ayakları birbirine dolaşmalı heyecandan, eve dönerken,
Cennetten köşe almışçasına
Sevdiği, sakındığı, bakmaya kıyamadığı...
Her bir hücresinden aşkın fışkırdığı,
Çölde okyanusu yaşadığı bir eşi olmalı insanın!!!
Ben seni ölene dek seveceğim boş laf!!!
Ben seni sevdikçe ölmeyeceğim...

Bir insan görünce insan oluyorum, bir ağaç görünce ağaç, bir çiçek görünce çiçek, bir çocuk görünce çocuk, bir kadın görünce erkek, bir faşist görünce kahroluyor, kahrediyorum.

Bugün yaşanması mümkün iken ertelediğin her şey, yarının pişmanlığıdır.

Dolu dolu yaşa hayatını, dilini keşkeler sarmasın. Ve öyle birini sev ki; gündüz güneşe, gece yıldıza ihtiyaç kalmasın.

Duvarda asılı diplomalar insanı insan yapmaya yetmez.

En uzak mesafe ne Afrika'dır, ne Çin, ne Hindistan, ne seyyareler, ne yıldızlar geceleri ışıldayan... En uzak mesafe iki kafa arasındaki mesafedir, birbirini anlamayan...

Fakirin gayri meşru çocuğu olursa piç, zenginin olursa yasak aşkın meyvesi olur. Fakir, kız peşinde koşarsa sapık; zengin koşarsa playboy olur. Fakirler bir araya gelirse çete, zenginler bir araya gelirse toplantı olur. Fakir çalarsa hırsızlık, zengin çalarsa yolsuzluk olur.

Fazla kurcalamayın hayatı; vicdanınız temizse, yüreğiniz de güzelse... Yaşayın gitsin işte!

Gerçek arkadaşların ve gerçek aşkların arasına mesafe girmez.

Gülebildiğin kadar mutlusun
Üzülme, bil ki...
Ağladığın kadar güleceksin
Sakın bitti sanma her şeyi...

Her çöpçü devrimci olmasa bile her devrimci biraz da çöpçüdür. Çöpe boğulmuş düzenleri tarihin çöplüğüne doğru süpürdükleri için...

Her sorun kendi içinde bir fırsat saklar ve sorun fırsatın yanında cüce kalır.

İki kişi münakaşa ediyorlarsa bu, birbirlerini sevmedikleri anlamına gelmez. Etmemeleri de sevdikleri anlamına gelmez.

Kadın dediğin,
Kenardan değil ortadan yürüyecek,
Hamile de olsa istediği yerde gezecek..
Kendine ait fikirleri olacak,
"Beyim bilir mi bilmiyorum ama ben bu konuya hakimim" diyebilecek.
Topluluk içinde bile olsa canı çekti mi dondurma yiyecek,
Kadın olmakta utanılacak hiç bir şey olmadığına inanacak,
Siyasetten spora, ekonomiden kültüre her şeyi merak edecek..
Saçma konuşan oldu mu basacak kahkahasını en güzelinden...
Bilmem anlatabildim mi?

Karşındakini kırmamak ve inançlarını savunmak arasındaki çizginin nereden geçtiğini bulmak zordur.

Kavramların bile cepteki paraya göre değiştiği bir dünya'da adalet arıyoruz.

Kırkından sonra değil, farkından sonra başlar hayat!..

Ne kadar yakın olurlarsa olsunlar en iyi arkadaşlar da ara sıra üzebilir. Onları affetmek gerekir.

O öyle bildiğimiz gibi inceldiği yerden kopmaz işte! İnceldiği değil; incindiği, incitildiği yerden kopar.

Öğrendik ki; her yarayı saran zaman değil, sevgidir.

Sakın bitti sanma...
Her şey sende gizli.
Boyun eğme asla.
Cumhuriyet'e sahip çık.

Seveceksen, yalnız kaldığında aklına geleni değil; hiç aklından çıkmayanı seveceksin.

Sevgiyi çabuk kaybediyorsun, pişmanlığın uzun yıllar sürüyor.

Şartlar ve olaylar kim olduğumuzu etkilemiş olabilir. Ama ne olduğumuzdan kendimiz sorumluyuz.

Tecrübenin kaç yaş günü partisi yaşadığınızla ilgisi yok, ne tür deneyimler yaşadığınızla var.

Toprak gibi olmalısın, ezildikçe sertleşmelisin! Seni ezenler sana muhtaç kalmalı, hayatı sende bulmalı!

Yalan söylememek değil, gerçeği gizlememek marifettir.

Yarın sana göz açtırmayacak olanlar, bugün göz yumduklarındır.

Yüreğiniz ne kadar kan ağlarsa ağlasın, dünya sizin için dönmesini durdurmuyor.

YÜCEL, Hasan Ali

Başarı için lazım gelen şeyin birincisi ilimdir, bilgidir. Fakat ikincisi onun kadar mühim, onun kadar canlı ve onun kadar müessir bir şeydir: insan iradesi, insan iradesi!

Biz, "İstiklal Mücadelesi"nden itibaren sosyal hayatımızda yaptığımız büyük devrimleri köylere götürecek adam yetiştirmek isteriz. Çünkü, ümmet devrinin böyle bir adamı vardır. Bu, imamdır. İmam, insan doğduğu vakit kulağına ezan okuyarak, vefat ettiği vakit mezarının başında telkin verene dek, doğumundan ölümüne kadar bu cemiyetin manen hakimidir. Bu manevi hakimiyet, maddi tarafa da intikal eder. Çünkü köylü hasta olduğu vakit de sual mercii imam olur. Biz imamın yerine, köye devrimci düşüncenin adamını göndermeyi isteriz.

Bize bir kişinin dev adımlarından çok, milyonların karınca adımları gereklidir, ancak böyle kalkınabiliriz.

Bizim öğrencilik devirlerimizde, bugün yetiştirmekte olduğumuz gençlerin bir türlü akıl erdiremeyecekleri bir öğretim usulü vardı. Tek deney yapmadan fizik, tek madde görmeden kimya okutulurdu. Öğrendiğimiz fizik kara tahta fiziği, okuduğumuz kimya tebeşir kimyası idi.

Bozuk bir musluktan damlayan su, halkın gözyaşlarıdır ve derhal tamir edilmelidir.

Hüner kendini bilmek, kötülükleri silmek, iyilikleri arttırmaktır.

O gün (Gazi Mustafa Kemal'in 2 Şubat 1923 tarihinde İzmir'de halkla yaptığı 7 saatlik sohbet toplantısında) Gazi Mustafa Kemal, öyle kudretli mantıkla fikirlerini tahşid ediyordu ki, yurt toprakları üstünde ordular idare eden bu dimağın, fikir sahasında da başkumandan olduğunu o gün anladım.

Türk milleti ne zaman bir kurtarıcı arama ihtiyacı duymayacak hale gelirse, o zaman kurtulmuş olur.

Türk tarihinde aydınlanma tam anlamıyla "Türkiye Cumhuriyeti"nin kurulmasıyla yaşanmıştır.

"Yeni bir söz söyledim" diyen, sözlerin en eskisini tekrarlamış olur. Fakat, ne yazık ki hakikatleri tekrara hafızamızdan çok idrakimiz muhtaçtır. (1937)

Yaşamak ölüme hazırlanmaktır. İnsanlığın takdirini kazanacak şekilde ölmek için, takdire layık bir hayat geçirmek gerekir.

YÜCEL, Kürşad:

Öyle bir an gelir ki bazı yolların dönüşü, bazı hataların özürü, bazı insanların anlamı olmaz!

YÜKSEL, Mehmet:

Hayat, her anını dibine kadar yaşamaya çalışmak için nefes nefese koşturmayı göze alacak kadar dolu ve bütün yaşadıklarının sadece bir hayal olduklarını hissettirecek kadar da boştur.

YÜKSEL, Zekiye:

Kadının hiçleştirilmesi, aydınlık düşmanlarının karanlığı, Atatürk'e hayranlığımı her geçen gün kat be kat artırıyor.

YÜMLÜ, Zafer

İnsanlığı bulmak istiyorsanız çevrenizdeki hayvanların gözlerine bakın.

YÜZBAŞI Eczacı Celal:

Bütün cephelerde düğüne gider gibi vuruştuk. Ama yakalayamadık bir türlü Kafkas'taki "Zümrüd-ü Anka"yı... Vurulduk, vuruldukça öfkelendik. Ve şimdi öfke içimizde. Ve Mustafa Kemal Paşa açtı mı yeni cepheler, düğüne gider gibi vuruşuruz ölesiye... (Kurtuluş Savaşı kahramanlarından)