FAIRBANKS, Douglas:

İstatistiklere göre 80 yaşındaki her erkeğe aynı yaştaki 5 kadın düşüyor. Bir erkek için bu orana o yaşta sahip olmak ne acı...

FALWELL, Jerry:

Hristiyanlar tıpkı köleler ve askerler gibidirler, hiç soru sormazlar.

FARABİ:

Lafı uzatanlara ne yapmak lazım diye Farabi'ye sormuşlar. O da şöyle demiş:
- "Uzun konuşanı kısa dinlemeli..."

Kendinden başka bir şeye ne kadar çok bağımlı olursan o kadar az mutlu olursun. Mutluluk, kendine yetebilmektir.

Önce doğruyu bilmek gerekir, doğru bilinirse yanlış da bilinir; ama önce yanlış bilinirse doğruya ulaşılamaz.

Peygamberler; vahiy alan kimseler değil, hayal gücü yüksek kişilerdir.

FARAÇ, Mehmet:

Bu millete çok şey verdi Atatürk cumhuriyeti... Okumayı, yazmayı, çağdaşlaşmayı, uygar yaşamayı ve en önemlisi de karanlığa, cehalete, geri kalmışlığa karşı aydınlanmayı, kalkınmayı, ilerlemeyi...

Zenginin en zırva fıkrasına karşılık, yapmacık ve sırıtan kahkahalar atılır bu iki yüzlü dünyada... Yoksulun ise en zeki, en düşündürücü ve en çarpıcı esprisine ise külliyen surat asılır.

FARGUE, Léon-Paul:

Çağımızda sanatçı, aydını içerir. Bunun karşıtı kırk yılda bir doğrudur.

FARJAD, Farid:

Hayata yüreği ile bakan bir insan, gözleri ile bakan binlerce insanın göremediklerini görür.

Türkiye ülkem gibi kokuyor; ama ülkem sizin gibi şanslı değil, sizin Atatürk'ünüz var!

FARMANFARMAIAN, Roxane:

Birçok ülkedeki bilgisayar sayısı, yönetici sayısının neredeyse dört katı kadardır.

FARRERE, Claude:

Atatürk'ü sizler layıkıyla takdir edemezsiniz. Büyüklüğünü gereği kadar ölçemezsiniz. O, yüce bir dağa benzer. Eteğinde yaşayanlar, bu yüceliği fark edemezler. Bu dağın azametini kavrayabilmek için O'na uzaklardan bakmak gerekir.

FARS Atasözleri:

Dünyada ne ekersen onu biçersin.

FATİH Sultan Mehmet Han:

Aklı öldürürsen ahlak da ölür. Akıl ve ahlak öldüğünde millet bölünür. Kadı'yı satın aldığın gün adalet ölür. Adaleti öldürdüğün gün Devlet de ölür.

Baba, eğer padişah siz iseniz geliniz ve ordunun başına geçiniz. Yok, eğer padişah ben isem, size emrediyorum! Gelip ordunun başına geçiniz!

Dünya devleti ebedi değildir. Fani cihanda hiç kimse de ölümsüz değildir. İnsanların dünyada nefesleri sayılıdır ve ölümsüzlük kapısı kapalıdır.

Ey Konstantiniye, ya sen beni alırsın ya da ben seni alırım.

Haddini bil, Allah'ın yetkisine ortak olma!

İmparatorunuza söyleyin, şimdiki Osmanlı padişahı öncekilere benzemez. Bizim gücümüzün ulaştığı yerlere, sizin imparatorunuzun hayalleri bile ulaşamaz. (Bizans elçilerine hitaben)

İnsanlara dinin ne, namazın var mı, oruç tutuyor musun gibi Allah'ın soracağı sorular sormayacaksınız! İnsanlara aç mısın, ne ihtiyacın var, bir sorunun var mı gibi kulun kula soracağı sorular soracaksınız!

Kevseri anmaz ol içtüği mey-i nabı içen (O'nun içtiği parlak şarabı içen Kevser şarabını aklına getirmez)
Mescide varmaz ol varduğı kilisayı gören (O'nun kiliseye gittiğini gören mescide -camiye- gitmez.)

Yapmak istediğimi sakalımın bir teli bile bilseydi, sakalımın o telini hemen koparır ve yakardım.

Yerinde söz söylemesini bilen özür dilemek zorunda kalmaz.

FAULKNER, William:

Aşkı kitaplara soktukları iyi oldu, yoksa belki de başka yerde yaşayamayacaktı.

Susmak, kişinin kötü söz söylemesini engeller.

FAWCETT, Farah:

Bir kızın daha akıllı görünmek yerine daha güzel görünmeyi tercih etmesi doğaldır. Çünkü erkekler de her zaman olduklarından daha kibar görünürler.

FAWER, Adam:

İyiki'lerin keşke'leri geçsin bu hayatta. Çünkü zamanı geri çevirmek için saatin yelkovanı ile oynamak fayda sağlamaz.

Tıpkı satranç gibidir hayat... Kimisi zayıftır, kimisi güçlü; bazıları oyunun başında işine yarar, bazılarıysa sonunda... Aynen hayatta olduğu gibi satrançta da skor tutulmaz. Çünkü, on parçanı kaybedip yine de kazanabilirsin oyunu!

FAYOL, Henri:

Tüm güzel ilkeler, yol gösteren deniz fenerine benzerler ve ancak limanı bilenlerin işine yararlar.

FEATHER, William:

Benim başarı konusunda bildiğim tek şey, başarmak konusundaki kararlılıktır.

FEE, William Mc:

Dünya karşılaştığın fırtınalarla değil, gemiyi limana getirip getirmediğinle ilgilenir.

FÉNELON, François de Salignac de la Mothe:

Dünyadaki tüm savaşlar iç savaştır, çünkü tüm insanlar kardeştir.

Felaketler karşısında dayanıklı durmak ve kader diyerek eğilmemek, kahramanlıkların en büyüğüdür.

Kimseye köle olmayan ve kimseyi köle yapma hırsına sahip olmayan insana ne mutlu!

Övgülerin çoğu onu hak edenleri yüreklendirmek içindir.

FERGUSON, Niall:

Geçmişteki büyük devrimci dalgaların ortak amaçları vardı. 1789'da serbestlik, eşitlik, kardeşlik; 1848'de (ve 1989'da) ulusçuluğun baharı; 1917'de barış, toprak, emek; 1968'de savaşma seviş. Bugün dünyanın birçok yerinde patlak veren protestolarda böyle bir ortak tema bulamıyoruz.

FERN, Fanny:

Bkz.: PARTON, Sarah Payson Willis.

FERROLA, Douglas:

Aşk kızamığa benzer, insan ne kadar geç yakalanırsa o kadar ağır geçer.

FERRY, Jules François Camille:

İyi bir okul yaratmak için her şeyi yapabilirsiniz, ama okulun kitaplığı yoksa, hiç bir şey yapmamış olursunuz.

FEUERBACH, Ludwig Andreas:

Ahlakın temeli ne zaman ilahiyata dayandırılırsa, halklar ne zaman ilahi otoriteye bağımlı hale getirilirse; en ahlaksız, en adaletsiz, en kepaze şeyleri mazur gösterip yaygınlaştırmanın yolu açılmış demektir.

Dogma, düşünce yasağından başka bir şey değildir.

Doğanın dışında hiçbir şey yoktur. Herşey gibi düşünce de, din de doğanın ürünüdür. Düşünce, maddi bir organ olan beyinden çıkmaktadır. Bence maddecilik insanın varlık ve bilgi yapısının temelidir. Ama bir fizyolojistin, bir natüralistin anladığı gibi, varlık yapısının kendisi değildir.

En derin ve en yüce gerçekler duyumlarda saklıdır. Böylece genel olarak başımız dışında bulunan bir nesnel varoluşun gerçek ve ontolojik belgesi aşktır, varoluşun aşktan ve duyumdan başka belgesi yoktur.

FEYNMAN, Richard:

Şüphe ve belirsizlik içinde, bilgiden yoksun olarak yaşayabilirim. Bence bu şekilde yaşamak, yanlış olabilecek cevaplarla yaşamaktan daha ilginçtir.

FEYZİOĞLU, Metin:

Göreceksiniz düne kadar Atatürk'e sövüp sayanlar, Türkiye'yi içine düşürdükleri belalardan kurtarmak için Atatürk'ün ipine sarılacaklardır.

Hayatımızda umutsuzluğa yer yoktur. Başkalarının umutsuzluğa kapıldığı yerde inancımız, umudumuz olur.

Karakterliyseniz, donanımlıysanız elini sıktığınız insana boyun eğmezsiniz. Düşüncenizi söylersiniz, düşüncesini dinlersiniz. Haklıysa haklı dersiniz, haksızsa haksız dersiniz. Hiç kimse mutlak olarak haklı, mutlak olarak yanlış değildir.

Özgür düşünceyi yok etmeye çalışmak, kendi geleceğini prangaya vurmakla eş anlamlıdır. Çözüm topyekun bir çağdaşlaşma ve özgürleşme hamlesinin başlamasıdır.

FIELDING, Henry:

Her evli çiftte, en az biri budaladır.

FILS, Alexander Dumas:

Bana hayatı iki şey sevdirir; özgürlük ve aşk... Aşk için hayatımı veririm; ancak özgürlük için aşkımı da feda ederim.

Para iyi bir hizmetçi, kötü bir efendidir.

FIRAT, Ertuğrul Oğuz:

Bu toplumun verdiği vergilerle yönetilen devlette, görevli durumdaki sanatcının, aldığı parayı hak etmesi diye bir sorun yok mudur?

Hiçbir ulus kendi sanatcısının ve O'nun veriminin gereksinmesini duymadan, yalnız yabancı bağdarların yapıtlarını çalıp durmakla ulusunun ekinini yaratamaz, görevini tam olarak yapmış da sayılamaz.

FISCHER, Lord:

Az korkun, çok ümit edin; az yiyin, çok çiğneyin; az konuşun, çok şey ifade edin; az kızın, çok sevin; iyi şeyler sizindir...

FISCHINGER, Oskar:

Müzik, salt seslerin dünyasıyla sınırlı değildir, görsel dünyanın da bir müziği vardır!

FISHBURNE, Laurence:

Hiç gerçek olduğundan emin olduğun bir rüya gördün mü? Ya bu rüyadan hiç uyanamasaydın o zaman gerçek dünya ile rüya arasındaki farkı nasıl ayırd ederdin?

FITZGERALD, Ella:

Herkesin her şeyden daha fazlasını istediği şey sevilmektir.

FITZGERALD, Francis Scott:

Ateşin ne gücü ne de tazeliği bir insanın ruh dünyasındaki birikim ile boy ölçüşemez.

Genç yaşlarımda babamın bana verdiği bir öğüt, aklımdan hiç çıkmaz: "Birini eleştirmeden önce, herkesin seninle aynı imkanlarla dünyaya gelmemiş olduğunu aklına getir."

FITZMAURICE, Sue:

Ne söylediğin değil, nasıl söylediğin; ne yaptığın değil, nasıl yaptığın; ne gördüğün değil, nasıl gördüğün; hayatının sana ait olup olmadığı değil, o hayatı nasıl yaşadığın önemlidir.

FİDİR, Yasemin:

Güzel bir gelecek için geç olmadan doğaya kulak ver!

FİKRET, Tevfik:

Dünyada şereftir, yaşatan milleti, ferdi;
Silkin! Şu mezellet tozu uçsun üzerinden
İnsanlığı pamal eden alçaklığı ez, yık;
Billah yaşamak yerde sürüklenmeye değmez.

Milyonla barındırdığın ecsad arasından (Milyonla barındırdığın insan kılıklılar arasından)
Kaç nasiye vardır çıkacak pak u dirahşan? (Parlak ve temiz alınlı kaç adam çıkar?)

Sanat şahsi olamaz; kendi şahsı için asar-ı sanat vücuda getirenler bulunsa bile, sanatkarlar yalnız kendi şahısları için tevlid-i sanat edenler değildir. O halde sanatkarın hayat-ı umumiyeden ayrılmaması, bilakis onu tezyin ve takviye etmesi lazım gelir. (Servet-i Fünun, 1900)

FİLİPİNLER Atasözleri:

Cennete varana dek talihine güvenme.

FİLİZ, Şahin:

Dinin kendisi demokratikleştirilmeli ve özgürleştirilmelidir; daha doğrusu dinin kendisinin özgürleştirilmesi gerekir. Çünkü bütün cemaat ve tarikatlar baskı ve toplumsal ayrışmayı sürekli olarak tahrik eden bir yapıyı ortaya çıkartmaktadır.

Dinin sahtesi ortaya çktı.

FİN Atasözleri:

Bir söz insanın başına bin bela açar.

FİRDEVSİ:

Erdem, insanlarla düşüp kalkarak ve zahmetler çekerek elde edilir.

İster kul ister padişah olsun, bu dünyada mesut sayılabilecek kimse, öldükten sonra iyiliğini yadigar bırakabilendir.

Olmayacaksa İran, olmasın benim için ten,
Kalmasın bu topraklarda bir canlı ten,
Vatanımız ve çocuklarımız uğruna,
Namusumuz, küçük çocuklarımız ve yakınlarımız uğruna,
Vatanımızı düşmana teslim etmekten,
Daha iyidir hep birlikte gitmemiz ölüme.

Sonuçta hiç kimse bu dünyada kendi vücudundan daha büyük yere sahip olamaz.

Yeryüzü ancak kılıcın vereceği hükme boyun eğer.

Yeryüzünde bütün ıstıraplar, aza kanaat etmemekten doğar.

FLACCUS, Quintus Horatius (Horace ya da Horatius):

Fırtınanın kapınıza attığı konuklara iyi davranın.

Mümkün olsaydı her karış toprağa buğday eker gibi kitap ekerdim.

Zamanın mahvetmeyeceği bir şey yoktur.

Zenginlik insanı ya destekler ya da yönetir.

FLAUBERT, Gustave:

Başarısız insanların yollarındaki taşlar, başarılı olanlar için birer basamaktır.

Edebiyatın en tatlı zevklerinden biri, tanımadığımız kişilerde bir yakınlık uyandırmaktır.

FLETCHER, Phineas:

Her insanın hayatında mutluluğa kavuşabilmesi için verilmiş bir saat vardır. Mesele, o saati kaçırmamaktadır.

Hiç giyinmeyen bir güzel, en iyi biçimde giyinmiş demektir.

FLOCKEN, Jan von:

Türkler, yabancıların ve yabancı ülkelerin kendi tarihlerine çamur atmalarına izin vermez!

FLYNN, Michael Thomas:

Avrupa'da dinde reform, uzun savaşlardan sonra gelmiştir.

Bütün kültürlerin eşit olduğuna inanmıyorum. Bence Batı ve özellikle Amerika daha medenidir.

Dünyanın acil şekilde İslam dininde reforma gereksinimi var ve bu kanlı bir biçimde olursa kimse şaşırmasın.

FOGG, Karen:

Türkleri tarihlerinden koparmak gereklidir.

FOLLEREAU, Raoul:

Ekilen her sevgi er veya geç çiçek açar.

FONTAINE, Jean de la:

Ayrılık sevdanın merhemi olduğu gibi öfkeyi de, kini de azaltır.

Bazı insanlar koca evreni bilirler de kendilerini bilmezler.

Büyüye de, şeytana da başvursan, hiçbir varlığı bahtından ayıramazsın.

Namuslu birini aldatmak kadar kolay bir şey yoktur.

Ölü bir imparator olmaktansa, yaşayan bir dilenci olmak daha iyidir.

Susayınca kuyuya inilmesine inilmeli, ama nasıl çıkılacağı da düşünülmeli...

Zamanında davranmasını bilmedikten sonra koşmanın bir faydası yoktur.

FONTAINE, Oskar la:

Savaş, çevreye zarar vermenin en kötü biçimidir.

FORBES, Malcolm:

İnsanlar sahip olduklarını küçümser, sahip olamadıklarını önemser.

FORD, Henry:

Baba, hayal edip de ulaşamadığım hiçbir şey olmadı. Ne varsa önceden hazırlamışsın, hiçbirinde benim emeğim yok. Mutsuzluktan mahvoldum. Gidiyorum...

Düşünmek en güç meslektir. Bu işle pek az kişinin uğraşmasının nedeni bu olsa gerektir.

Hata değil, çare bulun.

İnsan öğrenmeyi bıraktığı gün yaşlanır.

Küçük parçalarına ayırabildiğiniz takdirde, en güç meseleyi bile kolaylıkla çözebilirsiniz.

Yapabileceğinize de inansanız, yapamayacağınıza da inansanız haklı çıkarsınız.

FORD, Robert:

Kürtler, Washington'a güvendikleri için ağır bedel ödeyecekler... Kürtlere karşı yaptığımız sadece siyasi olarak aptalca değil, aynı zamanda ahlaksızca bir yanlıştır.

FORD, William Clay Jr.:

İyi şirketle mükemmel şirket arasında fark vardır. İyi şirket mükemmel ürünler ve hizmetler sunar. Mükemmel şirket de mükemmel ürünler ve hizmetler sunar, ama aynı zamanda dünyayı daha yaşanacak bir yer yapmak için çaba harcar.

FOSDICK, Harry Emerson:

Mutluluğu bulmak için değil, paylaşmak için evlenilir.

FOSTER, Constance Elizabeth:

Sevgi, bizi zamanın yıkımından koruyan yıkılmaz bir kaledir.

FOSTER, William:

Evlilikte başarı yalnız aranan kişiyi bulmakta değil, aranan kişi olmaya da bağlıdır.

FOUCAULT, Michel:

Bir yerde herkes birbirine benziyorsa, orada kimse yok demektir.

Dışarıda bırakılmak içeri kapatılmakla aynı şeydir.

FOUQUET:

Büyük bir acı içinde bulunduğumuz zaman, yok olmayı vahşi bir zevkle düşünürüz.

FOURIER, Charles:

İnsanları tamamen özgür bırakın. Din onları yeterince paramparça etti. Onların tutkularından da korkmayın. Özgür bir toplumda bu tutkular tehlike oluşturmaz.

Kadın haklarının gelişmesi, bütün sosyal kalkınmanın temel ilkesidir.

FOWLER, Gerald:

İnsanlar size karşı değildirler. Sadece kendilerinden yanadırlar, o kadar.

FOX, James A.:

İnsanoğlu anlamını ve içeriğini her zaman anlamamış olsa bile fotoğrafın değerini bilmiştir. Yazılı kelimelerin aksine insanlar beş kıtada bu görme ve   -umuyorum- anlama diline sahiptir. Çünkü fotoğrafın yansıttığı yaşam ve ölüm görüntüleri uygarlığın eşiğindeki tüm insanlar tarafından anlaşılır.

FOX, Michael J.:

Önemli olan geçmişe gitmek değil, geçmişte olanlardan ders çıkarabilmektir.

FRANCE, Anatole:

Adalet ancak hakikatten, saadet ancak adaletten doğabilir.

Aptal bir şeyi elli milyon kişi de söylese, o hala aptal bir şeydir.

Ayakkabım yok diye üzülüyordum, ayakları olmayan bir çocuk görene kadar.

Az anlamak ters anlamaktan iyidir.

Babanın erdemleri, çocuklarının servetidir.

Ulusları ilerleten, yükselten, zenginleştiren kitaplardır.

Yasalar muhteşem eşitlik sağlar; köprü altında uyumak, sokaklarda dilenmek ve ekmek çalmak fakirlere olduğu gibi zenginlere de yasaktır.

FRANK, Anne:

Ben her şeye rağmen insanların iyi olduklarına inanıyorum.

FRANKLIN, Benjamin:

Akıllı bir ahmak zırvalarını bir cahilden daha iyi yazarsa da, yazdıkları yine zırvadır!

Akıllı kimdir? Herkesten öğrenen... Güçlü kimdir? Hırslarını yenen... Zengin kimdir? Halinden memnun olan... Halinden memnun olan kimdir? Hiç kimse...

Aşk kelimesi ne kadar çok kullanılırsa, anlam yükü o kadar azalır!

Aşksız evlenmenin olduğu yerde, evlenmesiz aşk ortaya çıkar.

Başkalarını affetmek bazen yetmiyor. İnsanın kendisini affedebilmesi gerekiyor!

Bir çivi yüzünden bir nal, bir nal yüzünden bir at, bir at yüzünden de bir atlı gidiverir.

Boş bir çuval dik durmaz.

Bugünü görmek, geleceği görmekten daha kolaydır.

Demokrasi; iki kurtla bir kuzunun öğle yemeğinde ne yeneceğini oylamasıdır. Özgürlük ise tam donanımlı kuzunun oylamaya karşı çıkmasıdır.

Duvarda asılı diplomalar insanı insan yapmaya yetmez.

Düşmanına zarar vermek seni ondan daha küçük yapar, intikam almak onunla aynı düzeye getirir, affetmek seni ondan üstün kılar!

Düşmanlarınızı sevin, çünkü kusurlarınızı yalnız onlar açıkça söyleyebllir.

Eğer tartışır ve karşı çıkarsanız bazen bir zafer kazanabilirsiniz, fakat bu içi boş bir zafer olacaktır. Çünkü bu yolla asla karşınızdakinin sempatisini kazanamazsınız.

Evlenmeden önce gözlerinizi dört açarsanız, evlendikten sonra yarı yarıya kapatabilirsiniz.

Erken yatıp erken kalkmak bir adamı sağlıklı, zengin ve akıllı kılar.

Faziletli olmaya çalışırsan, çok defa mutlu da olursun!

Hayatın en büyük trajedisi çok çabuk yaşlanmamız, ama çok geç akıllanmamızdır.

Her sorun kendi içinde bir fırsat saklar. Ve sorun fırsatın yanında cüce kalır!

Heykeltıraş mermere ne ise öğretmen de çocuğa odur.

İki kişi tartışıyorlarsa bu birbirlerini sevmedikleri anlamına gelmez; tartışmıyorlarsa da sevdikleri anlamına gelmez!

İnsanın üç güvenilir arkadaşı vardır: Yaşlı karısı, yaşlı köpeği ve hazır parası...

İnsanlar "din"e rağmen kötü iseler, dinsiz nasıl olurlardı acaba?

İnsanlar her zaman bir kahraman olamazlar ama, her zaman insan olabilirler.

İşinin yapılmasını istiyorsan kendin git, istemiyorsan başkasını gönder.

Karşındakini kırmamak ve inançlarını savunmak arasındaki çizginin nereden geçtiğini bulmak zordur.

Koşullar ve olaylar kim olduğumuzu etkilemiş olabilir. Ama ne olduğumuzdan kendimiz sorumluyuz!

Kötü bir kadından iyi bir eş olmaz.

Madem ki bu zenginlikler senin, neden öteki dünyaya götürmüyorsun?

Mutlu olmanın iki yolu vardır: Ya isteklerimizi azaltmak ya da olanaklarımızı çoğaltmak...

O, öylesine okumuş bir insandır ki, "at"ın dokuz dilde karşılığını bilir; ama öylesine de cahildir ki binmek için kendine bir inek alır.

Öldükten sonra unutulmak istemiyorsanız ya okumaya değer şeyler yazın ya da yazılmaya değer şeyler yapın.

Para her şeyi yapar diyen adam, para için her şeyi yapan adamdır.

Paranın değerini öğrenmek isterseniz borç almaya çalışın.

Sabır ve zamandan kuvvetli bir şey yoktur. Her şeyi bunlar yapar...

Sana yapılan haksızlıkları toza, iyilikleri mermere yaz.

Savaşın iyisi, barışın kötüsü yoktur.

Son derece sert olan üç şey vardır: Çelik, elmas ve kendini bilmek...

Suyun değerini kuyu kuruduğu zaman anlarız.

Tecrübenin kaç yaş günü partisi yaşadığınızla ilgisi yok, ne tür deneyimler yaşadığınızla var!

Ticaretin yıktığı tek bir millet yoktur.

Üç gerçek dost vardır: Yaşlı bir eş, yaşlı bir köpek ve hazır para...

Üç kişinin bir sırrı saklamasının tek yolu, iki kişinin ölü olmasına bağlıdır.

Ümit ile yaşayan daha çabuk ölür.

Yirmi yaşında istek, otuz yaşında zeka, kırk yaşında akıl önemlidir.

Zamanı sıkıştırmaya kalkışma, hayatı meydana getiren şey zamandır.

Zenginlik iki şeye dayanır: Çalışmak ve tutumlu olmak... Yani ne vaktini boşuna harca ne de paranı! İkisini de en iyi şekilde kullan. Çalışmadan ve tutmadan hiçbir şey olmaz, onlarla her şey olur.

FRANSIZ Atasözleri:

Adalet topaldır.

Adalet yorumlarımız saatlerimize benzer.

Başarının %5'i yapmayı bilmekten, %95'i yapabilmekten oluşur.

Felaketleri de zaferler kadar olgunlukla karşılayabiliyorsan eğer, sen büyük insansındır.

Her akılsıza hayran olacak başka bir akılsız vardır.

Herşey üstüne üstüne geliyorsa belki de sen ters gidiyorsundur.

İdealler yıldızlar gibidir, onları tutmak mümkün olmaz; ama karanlık gecelerde yolumuza onlar rehberlik ederler.

İstemek, başarmaktır.

Kanunların değeri, hakimlerin değeriyle ölçülür.

Temiz bir vicdan kadar yumuşak hiçbir yastık yoktur.

FREEMAN, Morgan:

Afrika'da bir anne çocuğuna, "tabağındakileri bitir" diye bağırana kadar dünyanın bütün tabaklarını kırmak istiyorum.

FREIRE, Paulo:

Eğitilmiş ve mesleklendirilmiş insan kendi sözünü söyleme, dünyayı adlandırma hakkını, bilincini ve bilgisini elinde bulundurur. Geleceğin bireyi olan yeni insan da işte buradan çıkar.

İnsanlaşma kaygısı öncelikle, insandışılaşmanın sadece varlıksal bir olasılık değil, ayrıca tarihsel bir gerçeklik olarak da fark edilmesini sağlar. Ve insan, insandışılaşma derecesini algılarken, insanlaşma uygulanabilir bir olasılık mıdır diye kendine sorar.

FRESCO, Jacque:

Özgürlük ve demokrasi kelimelerini sürekli duyduğunuz dakika şüphe edin. Gerçekten özgür memleketlerde kimse size özgür olduğunuzu sürekli vurgulamaz.

FREUD, Sigmund:

Aslında unutmak, artık acıyı hissetmemektir. Çünkü yapılanları zihinsel olarak unutmak, fizik kurallarına göre mümkün değildir.

Bir insana vazgeçilmez olduğunu hissettirirseniz, ilk vazgeçeceği insan siz olursunuz!

Birinin yalan söylemesine kızmam da yalan söylerken yakalanacak kadar salak birinin beni kandırmaya çalışmasına kızarım.

Çok uyumak kaçmaktır, uyuyamamak ise yakalanmak...

Dil sürçmesi yoktur; bilinç altında saklanılan bir gerçeğin, bilinçsiz bir anda ağızdan kaçırılması vardır.

Dünyadaki erkek egemenliğinin temel nedenlerinden biri aralarındaki sıkı dayanışmadır. Kadınlar arasında bu duygu zayıftır.

Düşünebilen herkesin insan olması, insan olan herkesin düşünebildiği anlamına gelmez.

Hiç yanıtlayamadığım en büyük soru şu olagelmiştir: "Bir kadın ne ister?"

İnsan, kendi yanlışlarından çok şey öğrenebilir.

İnsanlar yavaş yavaş inanma-ma-yı, güvenme-me-yi, sevme-me-yi ve kronik şüpheci olmayı öğrenir. Bu gerçekleştiğinde artık ne yazık ki çok geçtir. İnsanların "tecrübe" dedikleri şey budur. Kalbiyle bağlantısını kaybetmiş bir insana "tecrübeli" denir.

Kedilerle geçirilen zaman asla boşa geçen bir süre değildir.

Özür dilemek, sizin haksız olduğunuz anlamına gelmez; karşınızdaki insana verdiğiniz değerin, egonuzdan yüksek olduğunu gösterir.

Saplantı nevrozunu bir dinin oluşumunun patolojik karşılığı olarak değerlendirip bu nevrozu bireysel bir din, dini ise evrensel bir saplantı nevrozu olarak tanımlayabiliriz. Dindarlar bazı nevrotik hastalıklara karşı büyük ölçüde korunaklıdırlar; evrensel bir nevrozu kabul etmiş olmaları onları bireysel bir tane edinme külfetinden kurtarır.

Yaşamın büyük bir değeri yoktur, fakat ondan başka bir şeyimiz de yoktur.

FRIEDENBERG, Edgar Z.:

Belki de asıl karar vermemiz gereken ne kadar değerli olduğumuz değil, nasıl değerli olacağımızdır.

FRIEDMAN, George:

ABD'nin fiziki güvenliğini sağlamak için dünya okyanuslarının üzerinde tam hakimiyet ve uluslararası ticaret sistemi üzerinde kontrolünü güvence altına almak esastır. ABD tüm okyanusları kontrol etmektedir. Tarihte hiçbir güç bunu yapamamıştır. Bu kontrol sadece ABD güvenliğinin temeli değil, aynı zamanda uluslararası sisteme şekil verme gücünün temelini oluşturur. Eğer ABD onay vermezse hiç kimse denizlerde hiçbir yere gidemez.

Amerikan gücünün temeli okyanuslardır. Okyanuslara egemen olması diğer devletlerin ABD'ye saldırmasını önlüyor, gerektiğinde ABD'nin müdahale etmesine imkan tanıyor ve ABD'ye uluslararası ticaretin kontrolünü veriyor.

Dünya okyanuslarının kontrolünü sürdürmek ABD için en önemli jeopolitik bir hedeftir.

Küresel ticaret okyanuslara bağımlıdır. Okyanusları kim kontrol ediyorsa küresel ticareti de o kontrol eder. Amerika'nın görevi denizleri kontrol etmesini tehdit edecek meydan okuyucuların güçlenmesini engellemektir.

Tek bir yüzyıl olaylarla ilgilidir, on yıl ise insanlarla...

FRISCH, Max:

Herhangi bir gelecek her zaman bulunur.

FROMM, Erich:

Direnme gücü, dünya "Evet" sözcüğünü duymak istediğinde "Hayır" diyebilme yetisidir.

Eğer sevgi bir çiçekse, saygı onu koruyan saksıdır. Çiçek solmaya başlamışsa dikkat edin, saksı mutlaka çatlamıştır.

Geçmişin tehlikelerinden biri esir olmaktı, geleceğinki ise robot olmak...

Hayatımıza giren herkes değerlidir, ama herkes özel değildir. Saygı hepsine, sevgi layık olana verilir.

İnsan seviyorsa iki şeyi asla yapmaz: Aldatmaz ve ağlatmaz. Çünkü aldatmak insan onuruna, ağlatmak ise insan yüreğine yapılmış en çirkin saldırıdır.

Önemli bir sorunda yetkinizi aştığı halde size danışılıyorsa kahramanlık yapmayın. Çünkü olaya çözüm değil, mutlaka bir suçlu aranıyordur.

Seni seviyorum diyebiliyorsam bu sende bütün insanlığı, bir anlamda canlı olan her şeyi ve yine sende kendimi seviyorum demektir.

Sevgi kusurları yok etmez, onları da kabul eder.

Sevilene özen göster, O'na karşı sorumluluk hisset ve saygı duy. Bütün bunları da bilgiye dayalı olarak yap.

FROST, Robert Lee:

Deneyip de başaramayanları değil, yalnızca denemeye bile kalkışmayanları yargıla.

Hayatta öğrendiğim her şeyi üç kelime ile özetleyebilirim: "Hayat devam ediyor!"

Ormanda iki ayrı patika vardı ve ben en az ayak izi olanını seçtim. İşte farklılık budur.

FRY, Stephen:

Şu kilise etik sorunlar hakkında son derece gevşek... Örneğin, eskiden köleliğin gayet normal ve doğal olduğunu düşünüyordu; sonra fikrini değiştirdi. Peki, "O devirde öyleydi, herkes öyle sanıyordu, kimse daha iyisini bilmiyordu" dedikten sonra, katolik kilisesinin faydası nedir ve ne işe yarar o zaman?

FUENTES, Carlos:

Kimi acınası erkekler gücü ellerinde bulundurunca başka şey istemezler.

FUGGER, Jacob:

Başkaları korkarken yatırım yapın!

Gerçekleri bilin!

İyi bir eğitim alın.

Vazgeçilmez olun!

FULBRIGHT, James William (9 Nisan 1905, Sumner; Missouri - 9 Şubat 1995):

Güçlü olmak ile erdemlilik birbirine karıştırılır ve güçlü kendini her şeye kaadir sanma eğilimi gösterir.

FULLER, Buckminster:

Varolan gerçeklikle savaşarak asla bir şeyleri değiştiremezsiniz. Bir şeyi değiştirmek için mevcut modeli geçersiz kılacak yeni bir model inşa edin.

FULLER, Graham:

Türkiye çok parçalı etnik bir ülkedir ve bu gerçeği kabul etmelidir. Bu gerçeğin kabulü; daha gürbüz, çekici ve başarılı bir Türk Devleti'nin başlangıcı olabilir. (23 Mayıs 1998 - Zaman Gazetesi'ne verdiği röportajdan)

FULLER, Thomas:

Arkadaşsız ederiz, ama komşusuz edemeyiz.

Bir kedinin dokuz canı, bir kadının da dokuz kedi kadar canı vardır.

Cahillik üç türlüdür:
1. Hiçbir şeyi bilmemek,
2. Gerekenleri bilmemek,
3. Bir sürü gereksiz şey bilmek.

Kuşlar ayaklarıyla, insanlar dilleriyle yakalanırlar.

Ne kadar yüksekte olursan ol, yasalar senden de yüksektir.

Zenginliğin zevkleri, yoksulların gözyaşları ile satın alınır.

FUZULİ:

Bende Mecnun'da olduğundan daha fazla aşıklık kabiliyeti, sevmeye doğal eğilim var. Gerçek aşık benim, Mecnun'un sadece adı var.

Söylesem tesiri yok, sussam gönül razı değil...