ÜÇER, Ali Rıza:

Emek ve vatan bir bütündür. Milli devlete ve vatana saldırırsanız, emeğe saldırmış olursunuz.

ÜÇOK, Coşkun:

Fransızlar, İngilizler Türkçe konuştukları zaman şiveleri bize nasıl hoş geliyorsa, Ezan'ı ve Kur'an'ı Arapça okuduğumuzda da Arap'a hoş geliyor. Çünkü şiveyi veremiyoruz.

ÜLGÜR, Münir:

Profesör Münir Ülgür 1949 yılında Amerika'nın Philadelphia kentinde bir üniversitede akademisyen olarak çalışırken Albert Einstein de aynı şehirde bir üniversitede çalışmakta ve Ülgür, Einstein ile görüşmeyi istemekte, ancak bu buluşmanın gerçekleşebileceğine pek ihtimal vermemektedir. Einstein'dan randevu talebinde bulunur, fakat hiç ummadığı kadar kısa bir süre içinde kabul cevabı gelir. Ülgür anılarında şunları söyler: "Bizi hemen kabul etmesinin nedeni, Atatürk'ün birer evladı olmamızdı. Eşimi ve kızımı alarak görüşmeye gittim. Einstein, bizi çok sıcak ve içten bir şekilde karşıladı. Küçük kızımı yanına oturtarak O'na piyano çaldı. Konuşma sırasında Atatürk'ü kastederek "Siz biliyor musunuz, dünyanın en büyük liderine sahipsiniz' dedi."

ÜLKÜ, Vural:

Aydınların yetişmesi bilimsel, çağdaş eğitim yöntemlerinin uygulanması ile ancak mümkündür.

Ulusça en büyük talihsizliğimiz, Atatürk'ten bu yana, ülkenin başına gerçek anlamda aydınların gelmemiş olmasıdır.

ÜMİT, Ahmet:

Bugün mutluluktan müebbet yesek, yarın af çıkar.

ÜNBAY, Cem Seyhun:

Görebildiğin kadar varsın, göremediğini düşünme/düşleme bile; yanılırsın, çünkü ancak gözün kadarsın...

ÜNLÜ, Meliha:

Türkçemi küstürmüşler, hepimize küsmüş Türkçem! İşte her gün bir kanat çırpışı uzaklaşıyor bizden. Bunu görmezden gelirsek bir allı turnanın kanadına takılıp uçar yücelere de bir daha geri dönmez. Allı turnanın telini kırmayın efendiler!

ÜNSAL, Engin:

Demokrasi ayırt etme, algılama yeteneğini öngören seçmen topluluğunun siyasal rejimidir.

ÜSTEL, Filiz:

Başarılı, mutlu bir dünya insanı olmak için doyasıya mutlu bir çocukluk yaşanmalıdır.

ÜSTÜNDAĞ, Metin:

Herkese layık olduğu değeri vereceksin, öküze kravat takmanın alemi yok...