ÇAĞLAR, Behçet Kemal:
Bestekarlar, dünyanın Tanrı'ya en yakın kullarıdır. Duyarlar, içlerine sindirirler; duyururlar ve yaşatırlar...
ÇAĞLAR, Yücel:
"Doğa" denilince insanların bilinçli eylemlerinin dışında kalan varlıklar, süreçler, ilişkiler, biçimler, etkileşimler ve görünümler anlaşılmalıdır. Dolayısıyla tüm doğal varlık, ortam ve süreçler kamusaldır ve insan da doğanın bir parçasıdır.
ÇAĞLAYAN, Abdullah:
Bir soğan soyulurken yaşarıyor da gözler,
Hazine soyulurken aldırmıyor öküzler.
Hayadan eser yoktur, beyhude bütün sözler.
Nafile inat etme hemen salla başını,
Uslu otur, hoş geçin, zıkkımlan maaşını.
Antalya Defterdarı merhum Abdullah Çağlayan bu hicvi 1941'de yazmış, hakkında soruşturma açılmış ama, savcılık bu dizeler ve diğerlerinin suç değil, gerçek olduğu gerekçesiyle dava açılmasına gerek görmemiştir.
ÇAKMAK, Fevzi:
Bir millet birlik olmazsa vücuda getireceği ordunun manevi cephesi zayıf olur.
Cemaat ve tarikatlar, haçlıların Anadolu'da kurdukları ileri karakollardır.
Dökülen kanlar boşa gitmemiştir. 'Osmanlı İmparatorluğu' yıkılmakla beraber daha kuvvetli bir 'Cumhuriyet' yaratmıştır.
ÇALIŞKAN, Etem:
Kaligrafi, güzel yazı yazma sanatıdır. Sadece güzel yazmak onu sanat yapmaz, ona yorum getirmek gerekir.
Sanat, kurallar içerisinde kuralsızlıktır. Eğer kurallar içerisinde kuralsız çalışmazsan hep yapılanı, öğrendiğini yapmış olursun.
ÇAMLIBEL, Faruk Nafiz:
Sana çirkin dediler, düşmanı oldum güzelin...
Sayısız güzellik doğar da her günde, birini sevmek için bir ömür yetmez.
ÇARMAN, Mustafa:
Saraylar, halkın cahilliğinden yapılır. O saraylarda kendisini kral zannedenlerin varlığı o ülkede köle olmayı tercih eden insanların eseridir.
ÇAVDAR, Tevfik:
Kavga çok derinlerde, tarihin derinliklerinde... Mısır'da köleler ve firavunlarla başlıyor. Roma'ya bak, mücadele asırlarca sürüyor. Biz her şeyin bir anda olmasını bekledik, bizim kuşak... Ama sonra dank etti. Ancak ben bir şey öğrendim. Mücadele sabır işidir. Sabırlı olmayan daima yanılır mücadelede...
Türkiye'de mücadele etmek için şartların eşit olması lazım. Yine de şartların eşit olmamasına rağmen mücadeleden yanayım.
ÇAY, Gülçin:
Gönlünüz neyi istiyorsa o, hayatınıza uçarak gelsin...
ÇAYAN, Mahir:
Bugün, Gazi Mustafa Kemal'in yükselttiği 'İstiklali Tam Türkiye' bayrağı bu yolu seçmiş olan sosyalist ve gerçek Kemalist Milli Kurtuluşçuların ellerinde dalgalanmaktadır!
Kemalizm, emperyalist boyunduruk altında olan yarısömürge ülkelerin devrimci milliyetçilerinin bir kurtuluş bayrağıdır. Kemalizme ruh veren, onu yaşatan, Milli Kurtuluşçuluğun tavır alışıdır.
Kemalizm soldur, Milli Kurtuluşçuluktur, emperyalizme karşı bu zümrenin isyan bayrağıdır.
Kemalizm, ülkemizde asker sivil aydın zümrenin geleceğini yansıtan, antiemperyalist ve antifeodal bir tavır alıştır. Bu yüzden Kemalizmin sağı solu olmaz.
Milli Kurtuluşçu bir tutum yansıtması açısından bizler sapına kadar Atatürkçüyüz. O'nun Milli Kurtuluşçuluk bayrağını, hayatımız da dahil, her şeyimizi ortaya koyarak biz dalgalandırıyoruz.
Seçtiğimiz yol, Gazi Mustafa Kemal'in açtığı yoldur, O'nun başlattığı 'Anadolu İhtilali'nin yoludur. Hedefimiz, "İstiklali Tam Türkiye"dir!
ÇEÇEN, Anıl:
Ulus devletin laik yapısı nedeniyle dini kisveler, Avrupa'daki gibi kamusal alanın dışında kalmalıdır.
ÇEHOV, Anton Pavloviç:
Bitap bırakan günlük yaşam, ancak bir aptalın karşılaşabileceği bir hayat krizidir.
Sevmeden evlenmek, inanmadan ibadet etmek gibi alçakça bir iştir.
Erkekler kalpleriyle değil, düşünceleriyle yaşar.
Hayat seni güldürmüyorsa, espriyi anlamadın demektir.
İnsan, inandıklarıdır.
İnsanlar arkanızdan konuşuyorsa, onlardan öndesiniz demektir.
Perde açıldığında duvarda bir tüfek asılı ise oyun içinde o tüfek muhakkak patlamalıdır.
Son derece gururlu insanlar susmayı ve yalnızlığı severler.
ÇEK Atasözleri:
Adaletsiz bir ülke, mezbahadan farksızdır.
ÇELEBİ, Mehmet Ali:
Adalet ve hukuk gerçeğe sadakatin en yüksek ve en şerefli biçimidir.
Genç olmak heyecanlı, dipdiri, idealist ve geri adım atmaz olmak demektir.
Hepimiz insan olarak adalete ve doğruluğa borçlu olarak doğduk ve bu dünyadan bu borçları ödeyerek ayrılmak bir insan için en büyük teselli olacaktır.
Hukukun bize tanıdığı haklar çerçevesinde fikirlerimizi savunmak en temel hakkımızdır.
Yolları kapattılar, açacağız.
Ufku kararttılar, ağartacağız.
Yurdumuz virandır, şenleteceğiz.
ÇELLEK, Tülay:
İçinizde, yüreğinizde, beyninizde bulunan yaratı korlarının üzerleri küllerle kaplı... Bu külleri silkelemeli, altındaki ateşi, koru, yaratıyı ortaya çıkartmalısınız.
Önce insan olmalı; sonra sanatçı, sonra eğitimci, sonra bilim insanı...
Yaratıcılıkta hayal gücü çok önemlidir. Tasarım yaparken bilgi hayal gücüyle sarmaş dolaş olmazsa anlamı eksik kalır. Gereksinmelerin tacıdır hayal gücü tasarımda...
ÇEPNİ (Dereci), Gülay:
Işığın gölgesi ile yetinme, ışık ol!
ÇERKES Atasözleri
Atın başı geçtikten sonra kuyruğundan yakalamaya kalkma.
"Can"dan önce "onur" gelir!
Evinin avlu kapısına kadar seni geçirmeyenin evine gitme!
Kuşu yükselten kanat, insanı yükselten akıldır.
Öküz tahta çıkarsa padişah olmaz, saray ahır olur.
ÇEŞİTLİ:
Uygar direniş umutla, inançla, sevgiyle, cesaretle, bilgelikle, ölçülülükle ve adaletle zulme, karanlığa ve haksızlığa her biçimde karşı koymaktır.
ÇETİN, Cahit:
Batı emperyalizmi kendi dışındaki ülkelerde örgütlü tarım istemiyor. İşin dramatik yanı bizler bu tuzağa düşüp, büyük sermayenin karşısında durabilecek en önemli birleştirici gücümüzü kaybediyoruz. Kooperatif ve birliklerimize sahip çıkmalıyız. 16 tarım satış kooperatifleri birliklerinden kaçı faal, en önemlisi kaç tanesi etkili pazar politikasını yürütebiliyor, buna bakmak lazım.
ÇETİNKAYA, Hikmet:
Türkiye'de pasta küçük... Sanatçı kesimi, bu pastadan pay kapabilmek için kaşığı öyle hoyratça salladı ki pastaya; birbirimizin de gözünü çıkardık, başkalarının da. Oysa yapmamız gereken pastayı büyütmek için uğraşmaktı. Genelde bunu yapmadı bizim sanatçılarımız!
ÇETİNKAYA, Nihat:
- "Niçin İslam'la harmanlanmış yeni bir fikriyatı benimsedik?" (Nihat Çetinkaya'nın Alparslan Türkeş'e sorduğu soru)
- "Mecburduk. Size açıklayamayacağım, anlatamayacağım şeyler var. Dış dengeler için yeni bir istikamet zorunluluktu!" (Alparslan Türkeş'in verdiği yanıt...)
ÇETİNTAŞ, Çetin:
Hayatta bizi en çok yoran şey yapmamız gerekenler değil, yaptığımız gereksiz şeylerdir.
ÇIĞ, Muazzez İlmiye:
Bu kadar uzun yaşayacağımı hiç sanmazdım, şaşkınım, etrafımdakilerin gidişini görüyorum, üzülüyorum. Herkese sevgilerimi iletiyor, Atatürk'ün yolundan gitmeye devam etmemizi temenni ediyorum.
İnsanlar için uydurulmuş şeylere inanmak, doğruları araştırmaktan daha kolay gelir.
ÇIRPAN, Satı:
Benim doğum tarihim 19 Mayıs 1919'dur. (1890'da doğmasına rağmen Atatürk'e, kendi doğum tarihi olarak milletin esaretten kurtulmaya başladığı tarihi söylemiştir.)
ÇITAK, Mustafa:
Bilgisayarlardaki yazılım hatalarını düzeltmek olanaklıdır; ama kadınlardaki yazılım hatalarını düzeltmek asla mümkün değildir.
ÇITIRIK, Erçin:
İnsanoğlu, doğanın garip bir yaratığı olarak doğmuştur. Doğanın içindedir, ama buna karşın doğayı aşmak zorundadır.
İnsanoğlunun bilinçlilik için ödediği bedel güvensizliktir.
ÇİÇEK, Abdurrahman:
Aklına hükmedenin özgürlüğü ilelebettir.
Aklını kullan, bir başka aklın hizmetçisi olma!
Anlayış ve hoşgörü, yüreği temiz olanların işidir.
Anne ve babanın ilgisinden mahrum büyüyen çocuklar gelecekte hayatlarını hatalar üzerine kurarlar.
Arkadaş kişinin kim olduğunu gösteren fotoğraftır.
Aşk bir tek yüreği büyük olan ve beklemesini bilenin yanında kirlenmez.
Aşk sevgiyle değil, saygıyla büyür.
Ayıbı bilmek için kültürel birikim gerekir.
Bilgi yaşamın en büyük köprüsüdür.
Bir ihtimal daha var. Gülümse, güneş sana da doğsun...
Bir insan kaç türlü yalan söyler, kaç ayrı maske takar, onu ben de bilemem. Fakat bir köpek asla ne yalan söyler ne de maske takar.
Bütün sadelikler sessiz bir dil taşır.
Dedikodu önyargılarla yaşayanların işidir.
Devir, şarlatanlarla kargaların devri...
Din, hiç bir insanı temiz kılmaz; insanı temiz kılan, ruhundaki dürüstlüğüdür.
Dostluğu özleştiren sohbettir, sohbetsiz bir dostluk özde değildir.
Dostluk taşınması güç, ağır bir yüktür. Her yürek taşıyamaz.
Dökme içini kimseye; kurşun olur, sana döner.
Duruşu sağlam olanın ağrıyan başı olmaz.
Düşünce zihinde bir tohumdur; zihne hangi tohumu ekersen düşüncelerin de o tohumdan beslenir.
En büyük erdem, çevresine ışık olabilmektir.
Erdem insanın adaleti, vicdanıdır.
Evrenin adaletine inan ve daima gökyüzündeki yıldızlara gülümse...
Gösteriş, bir insanın kültürel zayıflığını yansıtma halidir.
Güzel düşün, güzel konuş. Evrene güzel söyle ki sana güzel gelsin.
Güzel gülenlerin gülücükleri daima yalnızlık kokar.
Güzel sohbetler güzel dostlarla demlenir.
Hata yaptım diye korkma! Tecrübelerime bir filiz ektim diye sevin...
Hayat şartları diye birşey yok! Hayatımızı şekillendiren seçimlerimiz var!
Hayatı düşüncelerinle kendin yazarsın. Okurken şaşırma.
Her sus kelimesi çocuğun özgüveninde yeni bir tahribattır.
Her türlü hayvanı evcilleştirebilirsiniz, fakat insanın vahşisini asla!
Herkes kendi ruh yarasının merhemini arıyor.
İnsan, insanca yaşamayı unuttuğu an herşeyi katleden korkunç bir hayvandır.
İnsan olabilmenin temeli budur; bastığın her yerde sevgini bırak!
Kadere sığınma, cesaretine sığın!
Kendi önünde duran tek engel, kendine olan güvensizliğindir.
Kimsenin ipliğine iğne olma!
Kin, kalbi küfleştirir.
Resmiyet, huzurun anahtarıdır.
Sahte gözyaşlarına inananlar içinden çıkılması zor bir tuzağın içine dişer.
Samimiyet bir tek dürüst insanlara mahsustur.
Sevgi ile beslenmeyen bir ruh küflenmeye mahkumdur.
Sorgula! Çünkü sorgulamak yaşamın en keskin iyileştirici ilacıdır.
Sorgulayan beyin kimsenin uşağı olamaz!
Utanma duygusunu kaybetmeyen insanların ruhları, ahlak değerleri ile doludur.
ÇİLESİZ, A.:
İnsanlar evrim dizgesinde gelişme gösterdiklerini, ancak bilinç düzeyinde ispat edebilirler. Yani bilinçteliğimiz arttıkça insanlık basamaklarında yükseliriz. Toplumların bilinçteliğinin arttığını, içinde var olduğu doğaya gösterdiği anlayış ve sevgiden anlamak olanaklıdır. Doğada insanın farklı bir yeri olduğu doğrudur, ancak doğanın dışında bir hiçiz ve bilinçliliğimiz arttıkça bunun bilincine daha fazla varıyoruz. Hatta daha önemlisi, doğanın sorumluluklarının bilincinde olması gereken bir "uzantısıyız".
ÇİLLER, Tansu:
Bugünü çocuklarınıza, torunlarınıza anlatırken... "Türkiye, coğrafi bölgesindeki son sosyalist devlet olmuştu. Bütün bankaları, üretim alanlarına girmesiyle her yerde devletin egemenliğiyle coğrafi bölgesindeki son sosyalist devletti. Biz onu yıktık" diyeceksiniz. (27 Kasım 1994'te '4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun'un çıkarıldığı gün)
ÇİMEN, Aşık Nesimi:
Dünya cennet olsun yaşasın insan
Gelin barışalım dökülmesin kan
Son bulsun savaşlar kesilsin figan
Barış güvercini uçsun Dünya'da
Dostluklar kurulsun insanlar gülsün
Son bulsun savaşlar kimse ölmesin.
ÇİN Atasözleri:
Ağaç ne kadar yüksek olursa olsun, yaprakları yine de yere dökülür.
Akıllı bir adam yalnız kendi tecrübelerinden, çok akıllı bir adam ise başkalarının da tecrübelerinden yararlanır.
Anlatırsanız unuturum, gösterirseniz hatırlarım, yaptırırsanız anlarım.
Aptal insanlar kendi hatalarından, akıllı insanlar ise başkalarının hatalarından ders alırlar.
Aşırı kalabalık tavuk kümesi normalden az yumurta üretir.
Ayakkabının uygun olup olmadığını sadece ayak bilir.
Balık; iğneyi değil, ucundaki yemi görür.
Başarı belki insana çok şey öğretmez, fakat başarısızlık çok şey öğretir.
Başkalarını azarlar gibi kendini azarla, kendini affeder gibi başkalarını affet.
Beni sevgiye en az layık olduğumda sev, çünkü sevgine en çok o zaman gereksinme duyarım.
Bir insanın kaderini huyu belirler!
Bir kuşağın diktiği ağacın gölgesinde, gelecek kuşaklar serinler.
Bir saatliğine mutlu olacaksanız, şekerleme yapın...
Bir günlüğüne mutlu olacaksanız, balık avlamaya gidin...
Bir aylığına mutlu olacksanız, evlenin...
Bir yıllığına mutlu olacaksanız, bir servete konun...
Tüm yaşam boyu mutlu olacaksanız, işinizi sevin...
Bir yerde küçük insanların büyük gölgeleri oluşuyorsa, orada güneş batıyor demektir.
Bir yıl sonrasını düşünüyorsan pirinç dik,
On yıl sonrası için meyve ağacı dik,
Yüz yıl sonrasını düşünüyorsan insanlarını eğit!
Bütün dünyada bir tek güzel çocuk vardır ve bütün anneler de O'na sahiptir!
Çok neşeli anınızda kimseye bir şey vaad etmeyin, çok öfkeli anınızda da kimseye yanıt vermeyin.
Derin olan kuyu değil, kısa olan iptir.
Dil dayanıklıdır, çünkü yumuşaktır. Diş kırılgandır, çünkü serttir.
Dostunun alnındaki sineği baltayla kovalama...
Dünyada üç şey saklanamaz: Aşk, duman ve parasızlık...
En fazla ileri giden ok, en çok geriye çekilen yaydan çıkar.
En samimi dostluk, en eski komşu ile yapılan dostluktur.
Evde huzur varsa dünyada barış olur.
Evlilik bir kale gibidir; dışarıdakiler oraya girmek için, içeridekiler de çıkmak için uğraşır dururlar.
Fısıldanan sözler, çok kere yüksek sesle söylenenlerden daha uzağa giderler.
Geleceğin bütün çiçekleri, bugünün tohumlarındandır.
Gelenler korkmayanlardır, korkanlar gelmediler.
Gül verenin elinde gül kokusu kalır.
Güneşin doğuşundan batışına acele edenler uzun yaşamazlar.
Hiç kimse sahip olduğu kafasından sorumlu değildir, ama herkes kafasının yaptığından sorumludur.
İnsanlar da balıklar gibi ağızlarından yakalanır.
İnsanların gerçek karakterleri ziyafet sofraları ile iktidar mevkilerinde belli olur. Onların verdiği sarhoşluk üstlerindeki yaldızları dökerek gerçek kimliklerini ortaya çıkarır.
İş yaşamın tuzudur.
Kalbinizde yeşil bir ağaç bulundurun, belki şarkı söyleyen bir kuş gelir, konar...
Kaplanın kuyruğunu tutma, tutarsan da sakın bırakma...
Kartalı vuran ok, kendi kanadından yapılır.
Kitaplar insanların yolunu aydınlatır.
Kopan bir ipe sımsıkı bir düğüm atarsanız ipin en sağlam yeri artık bu düğümdür. Ama ipe her dokunuşunuzda canınızı acıtan tek nokta yine o düğümdür.
Köpekler yedikleri yemeğe bakarlar; sahiplerinin yemeği nasıl getirdikleri köpeklerin umurunda değildir, sahiplerini korumaya devam ederler.
Küçük olaylar karşısında sabırlı olmazsan büyük planları gerçekleştiremezsin.
Neşeli olmanın hiçbir maliyeti yoktur, ama her şeyi satın alır.
Okumadan geçen üç günden sonra konuşma tadını kaybeder.
Öğrenmek akıntıya karşı yüzmek gibidir, ilerleyemediğiniz takdirde gerilersiniz.
Para önemlidir; çünkü ev satın alabilir, fakat yuvayı değil,
Yatağı satın alabilir, fakat uykuyu değil,
Saati satın alabilir, fakat zamanı değil,
Kitabı satın alabilir, fakat bilgeliği değil,
Ünvan, mevki, etiket satın alabilir, fakat saygınlık değil,
İlaç satın alabilir, fakat sağlık değil.
Kan satın alabilir, fakat yaşam değil,
Seks satın alabilir, fakat aşk değil...
Sabır bir ağaçtır; kökü acı, meyvesi ise çok tatlıdır.
Savaş kimin haklı olduğunu değil, kimin hayatta kalabileceğini belirler.
Sevinçli anında kimseye vaatte bulunma, öfkeli anında kimseye cevap verme!
Susamadan önce kuyu kazınız!
Tanrım, değişebilecek şeyleri değiştirebilmem için bana güç ver,
Değişemeyecek şeyleri kabullenmem için sabır ver,
Ve bu ikisini birbirinden ayırt etmem için akıl ver.
Tebessüm insanlar, güneş ise çiçekler içindir.
Uzaktaki su acil susuzluğu gidermez.
Yetenekli bir insanın arkasında her zaman yetenekli başka insanlar vardır.
Zenginlik gübredir, yalnızca saçıldığında yararlı olur.
ÇÖLAŞAN, Tansel:
Yaşamakta olduğumuz karanlık günlerin esiri olmadan, umutsuzluğa düşmeden, lafa laf yetiştirmenin cazibesine kapılmadan, gelecek aydınlık, ferah ve güzel günler için yapmamız gerekenleri düşünmeliyiz. İhtiyaç ve hedefleri saptamak, planlarımızı yapmak ve yılmadan ilerlemek mecburiyetindeyiz. Biliyoruz ki Türkiye, kaybettiği yön duygusunu, planlı kalkınma heyecanını, emeğin üretim coşkusunu yeniden yaratabilecek beyinlere sahiptir. Yabancı reçetelerin, yabancı uzmanların ve onların cazibesine kapılmış yerli unsurların ülkemizi savurdukları yerden, kendi bilgi ve aklımızla çıkacağız! Teknoloji alıcısı değil; bilimde ilerlemiş, kendi teknolojisini yaratıp geliştiren kuşakları yetiştirebilmenin yollarını aramalıyız.
ÇUHACI, Rahmi:
Gelecekte gür ve güçlü bir ormanımız olsun istiyorsak fidanları ve tohumları iyi sulamamız lazım. Büyük ağaçların kökleri o kadar geniş bir alana yayılır ve o kadar derine iner ki, onlar su bulmakta sorun yaşamazlar.
ÇULHAOĞLU, Gökçe Fırat
Emperyalist güçler "böl-yönet" uyguluyorsa bizim yapmamız gereken tek bir şey var: "Birleş ve yönet." Ey Türk halkı, sen hepsinden kalabalıksın, sen hepsinden güçlüsün, birleş!
Her kuşak, yaşadığı toplumsal dönemin birer ürünü ve yaratıcısı olarak girer yaşama; biçimlenir ve biçimlendirir kendini ve dünyayı.