WALES, Jimmy:
Dünya üzerindeki her insanın, insanoğlunun tüm bilgi birikimine ücretsiz ve sınırsız erişebildiğini hayal edin...
WALLERSTEIN, Immanuel:
ABD bir korsanlar baronudur. Hangi biçimde olursa olsun tek kutuplulukta israr eden ABD, dünya ile barış içinde yaşayamaz.
WALSCH, Neale Donald:
Başkalarının senin hakkında ne düşündükleri konusunda endişe duyduğun sürece, onlar senin sahibindir!
WALTERS, D.:
Başarı açılan bir kapı değil, çıkılan bir merdivendir.
WARBURG, Otto:
Kanser dahil hiçbir hastalık alkali ortamda var olamaz!
WARD, William Arthur:
Gerçek iyimser problemlerin farkındadır, ama çözümleri de bilir.
Zorlukları görür, ama üstesinden gelineceklerine de inanır.
Karamsar, ters esen rüzgardan yakınır.
İyimser, rüzgarın dönmesini bekler.
Gerçekçi ise yelkenlerini esen rüzgara göre ayarlar.
Sıradan öğretmen anlatır,
İyi öğretmen açıklar,
Yetenekli öğretmen yapar ve gösterir,
Büyük öğretmen esin kaynağı olur.
WARHOL, Andy:
Bence, sahip olduğun güzellikleri mahvetmemek de sanattır.
WASHINGTON, George:
Başkaları konuşurken uyumayın, başkaları ayakta dururken oturmayın, sakince susmanız gereken zamanda konuşmayın ve başkaları dururken yürümeye devam etmeyin.
Belirli bir millete sevdayla bağlanmaktan kaçınınız. Başka bir ülkeye nefret ya da sevgi duyguları beslemeyi adet edinen milletler köleleşirler, kendi görev ve çıkarlarını unuturlar. Büyük ve güçlü bir ülkeyle öyle bir ilişki kuran küçük ya da zayıf bir millet, ötekinin uydusu olmaktan kurtulamaz. Yabancı entrikaların aleti durumundaki kişiler, güvenini ve alkışını aldıkları halkı aldatarak, onun çıkarlarını başkalarına teslim etmesini sağlarken, bütün bunlara karşı çıkan gerçek yurtseverler şüpheli duruma düşürülüp lanetlenebilirler (17 Eylül 1796).
WATERS, Roger:
Ne zaman bir erkek, bir kadın ya da çocuk sokaklara çıksa ve insan hakları için, kaderini tayin etmek için, demokrasi için ayaklansa dünyanın geri kalanı onlara borçlanır.
WATSON, Jessica:
Koşulları değiştiremezsin, ama onlarla baş etmenin yolunu değiştirebilirsin.
WATSON, William:
Bırakın adalet yerini bulsun, isterse kıyamet kopsun...
Gökyüzü kafana düşse de sen yine adaletten şaşma.
WATTERSON, Bill:
Eğer insanlar her gece dışarıda oturup yıldızlara baksalardı, eminim çok farklı yaşarlardı.
Evrenin başka yerlerinde de zeki canlıların olduğunun en kesin kanıtı, şimdiye dek bizimle hiç irtibata geçmeye çalışmamış olmalarıdır.
WEATHERFORD, David L.:
Bir güçlükle karşılaştığınızda kendinize bir kaçış yolu değil, bir çıkış yolu arayın.
WEBB, Sir Richard (Amiral):
"Çanakkale Savaşı"nda bir hayli şöhret yapan Mustafa Kemal sadr-ı azam (başbakan) tarafından Samsun'a müfettiş olarak gönderildi. Başbakanın niyeti kötü değildi, ama Mustafa Kemal Samsun'a gitmesinden itibaren milliyetçi hareketlere girişti. Başbakan O'nu geri çağıracağına söz verdi.
WEBER, Max:
Demokraside, halk güvendiği bir önder seçer. Seçilen önder, 'Şimdi sesinizi kesin ve bana itaat edin' der. Artık halk ve parti O'nun işine karışamazlar.
WEIL, Andre:
Birinci sınıf insanlar, birinci sınıf insanları yanlarına alırlar; ikinci sınıf insanlar ise üçüncü sınıf insanları yanlarına alırlar.
WEINBERG, Steven:
Din, insanlığın asaletine edilmiş bir küfürdür. O olsun ya da olmasın, hayatınızda iyi şeyler yapan iyi insanlar ve kötü şeyler yapan kötü insanlar her zaman olacak. Ama iyi insanların kötü şeyler yapması için din gerekiyor.
WEK, Alek:
Farklı olmanda bir sorun yok, utangaç olmanda da. Çoğunluğa uymak zorunda değilsin!
WELCH, Raquel:
Genç kız, ideal erkeği bulma çabasından vazgeçip, bir koca aramaya başladı mı, kadın olmuş demektir.
WELLS, Herbert George:
Gerçeği her zaman savun, anlayan olmasa bile vicdanına karşı hesap vermekten kurtulursun.
WERNER, Hans Ulrich:
Çevrenizi dikkatle dinlerseniz en küçük seslerin, tıkırtıların bile ezgisi olduğunu fark edersiniz.
WERNER, I.:
Yönetim, öğrenilebilen ama öğretilemeyen bir sanattır.
WHATELY, William:
Sabahleyin kaybedeceğin bir saatin zararını bütün gün çekersin.
Sakın sofrada tartışmaya kalkmayın, nasıl olsa aç olmayan kazanacaktır.
WHEELER, Mortimer:
Arkeoloji bir meslek değil, kan davasıdır.
WHITE, Terence Hanbury:
Dünyanın en güç işi bir şeyin nasıl yapılacağını bilirken başka birinin nasıl yapamadığını ses çıkarmadan seyretmektir.
WHITE:
Kültür; maddi ögelerin, davranışların, düşünce ve duyguların, simgelerden oluşan ve simgelere dayalı bir örgütlenmesidir.
WIESEL, Elie:
Adaletsizliği önleyecek gücümüzün olmadığı zamanlar olabilir, fakat itiraz etmeyi beceremediğimiz bir zaman asla olmamalı...
WILCZEK, Frank:
Hata yapmıyorsan, problemlerin üzerine yeterince gidemiyorsun demektir. İşte bu, en büyük hatadır.
WILDE, Oscar:
Akrabalar ne yaşamasını ne de ölecek zamanı bilen insanlardır.
Ama yine de herkes sevdiğini öldürür,
Bu böylece biline,
Kimi bunu kin yüklü bakışlarıyla yapar,
Kimi de okşayıcı bir söz ile öldürür,
Korkak
bir öpücükle,
Yüreklisi kılıçla,
bir kılıçla öldürür!
Kimi insan aşkını gençliğinde öldürür,
Kimi sevgilisini yaşlılığına saklar;
Bazıları öldürür
Arzunun elleriyle,
Altın'ın elleriyle
boğar bazı insanlar:
Bunların en üstünü bıçak kullanır
çünkü
Böylelikle ölenler çabuk soğuyup donar...
Artık iyi romancılara, iyi evlatlardan da az rastlanıyor!
Az samimiyet tehlikeli, çok samimiyet de çok tehlikelidir.
Başka birinin sevmeyi bıraktığı bir insanın duygularında her zaman saçma bir şey vardır.
Ben ekmeğin fiyatını değil, değerini bilirim.
Bir erkek her kadınla mutlu olabilir. Yeter ki O'na aşık olmasın.
Birileri size "yaşamım bitmiş" derse de inanmayın, doğrusu yaşam O'nun için bitmiştir.
Bu dünyada sadece iki çeşit felaket vardır; biri amacına ulaşamamak, diğeri ise ulaşmak...
Bir dostun üzüntüsünü herkes paylaşabilir, ama dostunun başarılarına içtenlikle sevinmek bir ruh hasleti gerektirir.
Çocuklarımın ahlakı bozulmasın diye "Kutsal Kitap"ı onlara okutmuyorum.
Dostunun üzüntüsüne acı duyabilirsin. Bu kolaydır; ama dostunun başarısına sevinebilmek, sağlam bir karakter gerektirir.
Dünyada en inanılmaz şey insanların acı çekmesidir. Yoksulluk ve mutsuzluktan daha büyük gizem olamaz.
Dünyada, kendi hakkında konuşulmaktan daha kötü bir şey vardır; kendi hakkında konuşulmamak...
Düşen bir çığda hiçbir kar tanesi kendisini olup bitenden sorumlu tutmaz.
Düşünebilen her canlının insan olması, insan olan herkesin düşünebildiği anlamına gelmiyor ne yazık ki...
Erkekler bıkkınlıklarından evlenirler, kadınlar meraklarından; ikisi de hayal kırıklığına uğrarlar.
Erkekler kadınların ilk aşkı, kadınlar da erkeklerin son aşkı olmak isterler.
Eskiden işkence aletleri vardı, şimdi gazeteler var.
Evlilik bir bardak taze süt için evde inek beslemeye benzer.
Evlilik, üstünde bütün kadınların anlaştığı, bütün erkeklerin de anlaşamadığı bir konudur.
Gerçek yaşını söyleyen bir kadına asla inanmayın. Yaşını saklamayan bir kadından her şey beklenir.
Günümüzde insanlar her şeyin fiyatını biliyor, fakat hiçbir şeyin değerini bilmiyorlar.
Her azizin bir geçmişi, her günahkarın bir geleceği vardır.
Herkes benim düşünceme katılırsa, yanılmış olmaktan korkarım.
Herkes fikrini söyler, sonunda kararı hep ben veririm. Burada demokrasi var!
Hiç kimse geçmişini geri alacak kadar zengin değildir.
İngiliz toplumunun hiçbir zaman affedemediği şeyler; gençlik, güç ve istektir.
İnsanı en çok yıpratan şey iyi niyetidir.
İnsanların büyük bir çoğunluğu yaşamazlar, sadece vardırlar.
İyi etki diye bir şey yoktur. Etki denen şey tümüyle ahlaka aykırıdır, yani bilimsel yönden ahlak dışıdır.
Kadın kocasını daha az sevmeli, fakat daha çok anlamalı... Erkek karısını daha çok sevmeli, fakat daha az anlamalı...
Kadınlar görünüşle ilgilenmezler, en azından iyi kadınlar...
Kadınlar kendilerine neler verildiğine değil, onlar için nelerden vazgeçildiğine bakarlar.
Kadınlar sevilmek için yaratılmıştır, anlamak için değil...
Kendi kendime yeterim diyen, hayal gücünden yoksundur.
Moda denilen şey öyle dayanılmaz, öyle çirkin bir şeydir ki, onu her altı ayda bir değiştirmek zorunda kalırlar.
Mutlu olduğumuz kadar iyi oluruz, ama iyi olduğumuz kadar mutlu olamayız.
Mutluluk güzel görünmemizi sağlar; ancak güzellik her zaman mutluluk nedeni değildir, çünkü geçicidir.
Nankör insan her şeyin fiyatını bilen, fakat hiçbir şeyin değerini bilmeyen kişidir.
Ne zaman insanlar benimle aynı fikirde olsa, hatalı olduğumu düşünürüm.
Size sıradan biriymişsiniz gibi davranan hiç kimseyi sevmeyin.
Sorular patavatsız olmaz. Yanıtlar, bazen evet...
Şanssızlığa katlanabiliriz, çünkü dışarıdan gelir ve tümüyle rastlantısaldır. Oysa yaşamda bizi asıl yaralayan, yaptığımız hatalara hayıflanmaktır.
Tecrübe, insanların hatalarına verdiği isimdir.
Tehlikesiz bir fikir, fikir denemeyecek kadar değersizdir.
Yankı, yinelediği sesten güzeldir.
Yaşamak, dünyadaki en nadir şeydir. İnsanların çoğu var oluyorlar, hepsi bu...
Yaşlılar her şeye inanırlar, orta yaştakiler her şeyden şüphe duyarlar, gençler her şeyi bilirler.
WILKINS, Richard:
Acı, mutluluğa göre daha çok şarkı bestelemiştir.
Ana babanız doğumunuzdan sorumludur, yaşamınızdan değil.
Birçok insan hayatının büyük bölümünü olduğundan farklı görünebilmek için heba eder.
Cennete gitmenin iki yolu vardır: Gerçekten öldüğünüz zaman ya da gerçekten yaşadığınız zaman...
Dostluk, ayrı oldukları zaman insanları birlikte tutar.
Eğer kendinize yön arıyorsanız yolunu kaybetmiş birine sormayın.
Eğer siz kendinizi sevmiyorsanız başkası neden sevsin?
Fedakarlık, çiçeğin köküdür.
Geçmişi bir kitap gibi kullanın, eviniz gibi değil.
Gerçek değişim kimi eski şeyleri farklı görmeye başlamaktır.
Gerçek zenginlik vaktinizi insanlara vermektir, para karşılığı satmak değil.
Hayatınızı bir para kazanma denemesi olarak kullanmayın.
Her davranışında başkalarının onayını arayan kimseler hayatın birçok güzelliklerini ıskalarlar.
İkiyüzlülük sadece sahibi tarafından görülemez.
İlerlemenizin önündeki en büyük engel kendinize güvensizliğinizdir.
Kahkaha, ruhun dansıdır.
Karşınızdakini dinliyor musunuz, yoksa konuşmak için sıra mı bekliyorsunuz?
Mucize, enerjinizi korkularınıza değil, rüyalarınıza verdiğiniz zaman başlar.
Müziği, notaların arasındaki sessizlik yaratır.
Pencerenizin camı kirliyse, dışarı çıkıp manzarayı parlatmanız boşunadır.
Yüzeyde hazine bulamazsınız.
WILLEMS, Emilio:
Bireyin, yalnızca biyolojik bir varlık olmaktan çıkıp belli bir toplum ve kültürle bütünleşmesi sürecine 'toplumsallaşma süreci' denir.
WILLIAMS, John:
Gerçekten değerli bir şeye ulaşmanın kestirme bir yolu yoktur.
WILLIAMS, Robin:
Dünyayı kadınlar yönetiyor olsaydı hiç savaş yaşanmazdı, ancak 28 günde bir derin müzakereler yaşanırdı.
WILMOT, John (Rochester Dükü):
Evlenmeden önce çocuğum yoktu, fakat çocuk yetiştirmeyle ilgili teorilerim vardı. Şimdi üç çocuğum var, fakat hiç teorim yok.
WILSON, Earle:
Dün yaptığınız şey size hala çok iyi görünüyorsa, bugün yeterli değilsiniz demektir.
Eğer bir şeyi yazmak ve altına imzanı koymak istemiyorsan, o şeyi sakın söyleme.
WILSON, Thomas Woodrow:
Amerikan kapitalizminin temel hedefi, zayıf ülkelerin hammaddelerini ve ulusal pazarlarını açık birer kapı olarak tutmaktır. Bunun için diplomasi ve gerekirse zor kullanılmalıdır.
Türkiye bütünüyle ortadan silinmeli ve ona uygulanacak işlem barış konferansına bırakılmalıdır. (Albay House'a hitaben - 10 Ekim 1917)
Türkler Avrupa'da çok uzun zaman kaldılar ve oradan tamamen temizlenmelidirler.
WINCKLER, Hugo:
Kültür yaratmış milletler ırk bakımından asla saf değildir; aksine, kültür karışım sonunda ortaya çıkar!
WINEHOUSE, Amy Jade:
Bana "iyi ol" demeyin, meleklerin vurulduğunu bilmiyor musunuz?
Kendilerini iyi göstermek için şeytanı kötü gösterenlere kızgınım.
WIRFS, Eberhard:
Birine gereksinim duyuluyorsa, o kişi ihtiyacı olanlara yardım etmekle yükümlüdür.
Geleceğin kökleri geçmiştedir. Gelecek için vizyon gereklidir. Uygulanmayan vizyon sadece bir rüyadan ibarettir.
Sadece aktif olun, başarının sırıı budur.
WISLER, C.:
Kültür, bir halkın yaşam tarzıdır.
WITTGENSTEIN, Ludwig:
Dilimin sınırları dünyamın sınırları demektir.
Dünyamın sınırları kelimelerim kadardır.
Düşüncenin sınırı, dilin sınırıdır.
Üzerinde konuşulamayan konularda susulmalıdır.
WOLF, Fred Alan:
Gerçek onu gözlemlerseniz değişebilir. Bakma şeklinizi değiştirerek her şeyi çok farklı görebilirsiniz.
WOLF, Friedrich August:
Bir milletin fertlerinin iştirak halinde bulundukları manevi hayat kültürdür.
WOLFOWITZ, Paul:
Türkiye'de bize (ABD'ye) destek olacağını düşündüğümüz, aramızdaki ittifakın çok önemli ve geleneksel destekçisi olan ordu, hangi nedenle olursa olsun, o önemli ve oynaması gereken liderlik konumuna tam olarak sahip çıkamadı. Ordunun söylemesi gereken bir tek şey vardı: "Amerika'yı desteklemek Türkiye'nin çıkarınadır" demeliydi.
WOLLSTONECRAFT, Mary:
Yeteneklerin en fazla geliştiği zaman, insanın bütün bir dünyayı karşısına aldığı zamandır.
WOOD, Charles Foster:
Evlilikte başarı yalnız aranan kişiyi bulmakta değil, aranan kişi olmaya da bağlıdır.
WOODEN, John:
Karakteriniz, şöhretinizden önemlidir. Karakteriniz, siz ne iseniz odur. Oysa şöhretiniz, başkaları sizi ne sanıyorsa odur.
WOODLEY, Shailene:
Eğer gökkuşağı istiyorsan yağmurla başa çıkman gerekir.
WOODROW, Herbert:
Erkekler gördüklerine, kadınlar ise duyduklarına aşık olurlar.
WOOLF, Virginia:
Bir kadın olarak kentim yok, bir kadın olarak kentim tüm dünya...
Herkes kendi geçmişini, kalbiyle bildiği bir kitabın sayfaları gibi kapalı tutar ve dostları sadece onun başlığını okuyabilir.
Yaşamak neden böyle içler acısı, neden bir uçurumun yanı başından geçen daracık bir yol gibi?
Tek kelime yeter; ama ya insan o kelimeyi bulamazsa?
WORSHAM, James A.:
Küçük bir fikrin arkasındaki aktivite, bir dahinin uygulanmayan planından daha üretkendir.