Akrep ile Kaplumbağa'nın Öyküsü

Birgün ormanda bir akrep ile kaplumbağa arkadaş olmuşlar... Bu iki dost ormanda mutlu mesut yaşarlarken bulundukları bölgede yiyecek kıtlığı baş göstermiş...

Bu iki dost birlikte yaşayabilecekleri, daha kolay yiyecek bulabilecekleri bir yer aramaya karar vermişler ve bu karar doğrultusunda yola koyulmuşlar...

Güle oynaya yol aldıktan sonra önlerine birden büyük bir nehir çıkıvermiş...

Akrep mahzunlaşıp boynunu bükmüş...

Dostunun halini gören kaplumbağa O'na dönüp:

- "Ey vefakar arkadaşım, neden hüzünlendin aniden?.." diye sormuş...

- "Sorma" demiş akrep... "Seninle yolculuğumuz buraya kadarmış dostum... Buradan sonra yollarımız ayrılıyor.."

- "Niye?" diye sormuş kaplumbağa...

- "Sen gidersin, senin ardından gözümün yaşı gider... Müşkül odur ki kişi kalır, yoldaşı gider."

Bu sözleri duyan kaplumbağa:

- "Neden ayrılacağız ki..?" demiş...

Akrep cevap vermiş:

- "Önümüzde akan şu azgın nehri görmüyor musun ey dostum?.. Ben bu bedenle bu nehirden nasıl geçeyim..?"

* * *

Dostunu böyle güç bir durumda yalnız bırakmayı aklından bile geçirmeyen kaplumbağa:

- "Ettiğin lafa bak!! Ben ne güne duruyorum ki... Biz kötü gün dostu değil miyiz?.. Atla sırtıma seni karşıya sağ salim geçireyim..." demiş...

Akrep, kaplumbağanın sırtına atlamış, kaplumbağa da nehrin azgın sularına kendini bırakmış...

Tam nehrin ortasına geldiklerinde kaplumbağanın kulağına tık tık diye sesler gelmeye başlamış...

Bu seslere bir anlam veremeyen kaplumbağa, sırtına aldığı dostuna seslenmiş:

- "Kulağıma tuhaf sesler geliyor, sen de bu sesleri duyuyor musun?.."

Akrep hemen cevaplamış:

- "Evet" demiş... "Duyuyorum, o ses benden geliyor. Seni iğnemle sokmaya çalışıyorum..."

Tam anlamıyla dünyası başına yıkılan kaplumbağa akrebe:

- "Biz seninle dost değil miydik?.. Bak ben sana karşı dostluk görevimi yerine getiriyorum ve seni karşı kıyıya sırtımda taşıyorum..."

Akrep kaplumbağaya şu cevabı vermiş:

- "Evet dostum, sen yaradılışın gereği dostun için yapman gerekeni yapıyorsun, ama benim yaradılışım da bunu gerektiriyor... Ben yaradılışım gereği her fırsatta iğnemi başkalarına batırırım; kusura bakma..."