Ben O Çocukları Çok Sevmiştim

Bir profesör, sosyoloji sınıfındaki öğrencilerini bir kentin kenar mahallelerine göndermiş ve o bölgede yaşayan çocukların durumlarını araştırmalarını ve her bir çocuğun geleceği hakkında bir değerlendirme yapmalarını istemişti. Genç sosyologlar değerlendirmeye aldıkları çocukların gelecekte hiçbir şanslarının olmadığını dile getirmişlerdi.

Bundan tam yirmibeş yıl sonra bir başka sosyoloji profesörü tesadüfen bu çalışmayı gördü ve öğrencilerinden bu projeyi sürdürmelerini ve birinci çalışmaya dahil edilen çocukların mevcut durumlarını araştırmalarını söyledi.

Bu ikinci çalışmanın sonuçları hayli şaşkınlık uyandırmıştı. Birinci çalışmanın kapsama alanında olan bölgeden taşınan ya da ölen az sayıdaki denek dışında kalanların hemen tamamına yakını olağanüstü başarılar elde etmişler ve avukat, doktor ya da işadamı olarak yaşamlarını sürdürmekteydiler.

Sonuçlar ikinci ekibin başındaki profesörü derinden etkilemişti. Bu konuyu izlemeye karar vererek şimdi her biri birer yetişkin olan deneklerin her biri ile ayrı ayrı buluşarak "O kötü koşullarda nasıl bu kadar başarılı olabildiniz?" sorusunu sormuştu.

Her bir deneğin verdiği yanıy hep aynı idi: "Mahalle okulunda bir öğretmenimiz vardı. O'nun sayesinde..."

Grup başı olan profesör bu öğretmenin kim olduğunu çok merak etmişti. Halen hayatta olan yaşlı öğretmenin izini bulması çok zor olmadı. Kendisini ziyaret etmek için öğretmenin yaşadığı eve kadar gitti. Karşısında yılların yüzüne eklediği kırışıklıklara rağmen hala dinç olan yaşlı bir kadın buldu. Yaşı oldukça ileri olan eski öğretmene bu çocukları kenar mahallelerden nasıl kurtarıp başarılı birer yetişkin haline getirdiğini merakla sordu.

yılların öğretmeni o sihirli formülü gözleri parlayarak ve dudaklarına bir gülümseme yerleştirerek açıkladı:

"Çok basit" dedi, "Ben o çocukları çok sevmiştim."